#smrgSAHAF Gün Olur Asra Bedel (Cep Boy) -
"Oy balam oy!
İşkenceyle sakatlanan aklını karanlığın örtüsü yavaş yavaş kapladığında; zorla elinden alınan hafızan geçmişle bağlantısını koparanda; öz ananı, dağ dibinden akan ve kıyısında oyun oynadığın derenin şırıltısı, kendi adın, babanın adı, sana utana utana bakarak gülümseyen kızının adı, aralarında büyüdüğün bacı kardeş, hısım yoldaş herkesin hayali gözünde silinende; seni karnında taşıyıp bu günleri göstermek için doğuran anana kargışlar okumadın mı? Oy balam oy? Can balam oy!.."
İnsanın temel meselelerini, aşkını, hasretini, düşüncelerini kısacası insanı anlattı Cengiz Aytmatov. Kökü Manas'tı. Gelenekten geleceğe uzanıyordu düşünceleriyle. Yepyeni ufuklara açılıyordu. Çocukluğunda dinlediği masallar, gençliğinde hasret ve hüzünle eşlik ettiği şarkılar, ozanların yaktığı türküler dünya görüşünün temelini oluşturdu. İnsanların gönlünü kazandı eserleriyle. Dünyanın dört bir tarafında okundu.
O, yazılmamış bir tarihin dilini keşfederek sadece insanları ve tabiatı değil, insanın ve tabiatın hâllerini bu dille anlatıyor eserlerinde. Okuyucuyu çeken de onun bu özgün kurgusu ve üslubu oluyor.
"Oy balam oy!
İşkenceyle sakatlanan aklını karanlığın örtüsü yavaş yavaş kapladığında; zorla elinden alınan hafızan geçmişle bağlantısını koparanda; öz ananı, dağ dibinden akan ve kıyısında oyun oynadığın derenin şırıltısı, kendi adın, babanın adı, sana utana utana bakarak gülümseyen kızının adı, aralarında büyüdüğün bacı kardeş, hısım yoldaş herkesin hayali gözünde silinende; seni karnında taşıyıp bu günleri göstermek için doğuran anana kargışlar okumadın mı? Oy balam oy? Can balam oy!.."
İnsanın temel meselelerini, aşkını, hasretini, düşüncelerini kısacası insanı anlattı Cengiz Aytmatov. Kökü Manas'tı. Gelenekten geleceğe uzanıyordu düşünceleriyle. Yepyeni ufuklara açılıyordu. Çocukluğunda dinlediği masallar, gençliğinde hasret ve hüzünle eşlik ettiği şarkılar, ozanların yaktığı türküler dünya görüşünün temelini oluşturdu. İnsanların gönlünü kazandı eserleriyle. Dünyanın dört bir tarafında okundu.
O, yazılmamış bir tarihin dilini keşfederek sadece insanları ve tabiatı değil, insanın ve tabiatın hâllerini bu dille anlatıyor eserlerinde. Okuyucuyu çeken de onun bu özgün kurgusu ve üslubu oluyor.