Partinin ortaya çıktığı sosyo-ekonomik ve politik koşulların özellikle 1980'den sonra değişmeye başlaması aynı zamanda partinin tutunduğu bu zeminin de kaymasına neden olmuştur. Ekonomi alanında CHP'nin benimsediği karma ekonomi ve devletçi kalkınma politikalarının etkisiz kaldığı günümüzde siyasal alanda da kültürel konular merkezi konuma gelmiştir.
Anadolu coğrafyasında ulus-devletin inşacı aktörü olma misyonuna sahip olan CHP siyasetteki kültürel talepler karşısında özellikle 1990'dan sonra devleti önceleyen politikalar izlemeye başlamıştır. Bu değişiklik CHP'nin belli bölgelere sıkışıp kalması sonucunun doğururken, aynı zamanda etnik olarak Kürt kimliğine sahip olan seçmenin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde taban kaybetme sonucunu da doğurmuştur.
net şeyler ortaya koyabildiğini söylemek zor. Bunun da nedeni bir yerden oy almaya çalışırken diğer yerlerden oy kaybetme korkusu ile siyaset yapılıyor. Siyaseti korku ile yaparsanız politikanızın geleceği nokta burası olur(E, 73, Üniversite, Eski partili)
Kürt sorunu ve demokratikleşmede çok fazla bir riske girmedi. İşi oluruna bıraktı. Şimdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde oy alsak da almasak da anlayışı hakim oldu (E, 58, Üniversite, İl başkanı) kendilerinin çözümleri olsun istendi. Bekledik, bunlar olmadı yani. Özellikle direndiler, ulusalcı, Kemalist bir çizgi. Geçmiş gelenek, devletçi, Kemalist, ne bileyim Biz bunun böyle olmayacağına inandık ve ayrıldık… (E, 57, Ortaokul, Eski partili)
Saha araştırması verileri ile de desteklenen bu kitapta kimlik siyaseti ve bunun Türkiye'ye yansımaları, CHP'nin Kürt seçmenle tarihsel süreç içerisindeki ilişkisi, CHP'nin Yeni döneminde kimlik siyasetine yaklaşımı konuları yer almaktadır. Aynı zamanda CHP'nin bölgede taban kaybetmesinin nedenleri kurumsal bir perspektiften analiz edilmeye çalışılmaktadır.
Partinin ortaya çıktığı sosyo-ekonomik ve politik koşulların özellikle 1980'den sonra değişmeye başlaması aynı zamanda partinin tutunduğu bu zeminin de kaymasına neden olmuştur. Ekonomi alanında CHP'nin benimsediği karma ekonomi ve devletçi kalkınma politikalarının etkisiz kaldığı günümüzde siyasal alanda da kültürel konular merkezi konuma gelmiştir.
Anadolu coğrafyasında ulus-devletin inşacı aktörü olma misyonuna sahip olan CHP siyasetteki kültürel talepler karşısında özellikle 1990'dan sonra devleti önceleyen politikalar izlemeye başlamıştır. Bu değişiklik CHP'nin belli bölgelere sıkışıp kalması sonucunun doğururken, aynı zamanda etnik olarak Kürt kimliğine sahip olan seçmenin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde taban kaybetme sonucunu da doğurmuştur.
net şeyler ortaya koyabildiğini söylemek zor. Bunun da nedeni bir yerden oy almaya çalışırken diğer yerlerden oy kaybetme korkusu ile siyaset yapılıyor. Siyaseti korku ile yaparsanız politikanızın geleceği nokta burası olur(E, 73, Üniversite, Eski partili)
Kürt sorunu ve demokratikleşmede çok fazla bir riske girmedi. İşi oluruna bıraktı. Şimdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde oy alsak da almasak da anlayışı hakim oldu (E, 58, Üniversite, İl başkanı) kendilerinin çözümleri olsun istendi. Bekledik, bunlar olmadı yani. Özellikle direndiler, ulusalcı, Kemalist bir çizgi. Geçmiş gelenek, devletçi, Kemalist, ne bileyim Biz bunun böyle olmayacağına inandık ve ayrıldık… (E, 57, Ortaokul, Eski partili)
Saha araştırması verileri ile de desteklenen bu kitapta kimlik siyaseti ve bunun Türkiye'ye yansımaları, CHP'nin Kürt seçmenle tarihsel süreç içerisindeki ilişkisi, CHP'nin Yeni döneminde kimlik siyasetine yaklaşımı konuları yer almaktadır. Aynı zamanda CHP'nin bölgede taban kaybetmesinin nedenleri kurumsal bir perspektiften analiz edilmeye çalışılmaktadır.