Önce Tutunamayanlar'ın Selim'ine günlük tutturur, sonra da kendi soyunur bu işe Oğuz Atay. Günlüğüne ilk karaladıkları da bunlar olur. Canım insanlar sonunda ona bunu da yap(tır)mıştır.
Birinin günlüğünü okumak demek onu şeffaflaştırmak, savunmasız bırakmak demek aynı zamanda. Oğuz Atay için doğru olur mu bunu söylemem? O zaten Tutunamayanlar'da, Tehlikeli Oyunlar'da, Oyunlarla Yaşayanlar'da, Korkuyu Beklerken'de yeteri kadar şeffaflaştırmadı mı kendini? Kendisinden başka neyi yazdı ki?
Yine de günlüğüyle Oğuz Atay, başka bir kapısını açıyor size, mahremine giriyorsunuz. Elbette magazinsel bir mahremiyet değil bahsettiğim. Yazdıklarının - özellikle de Tehlikeli Oyunlar ve Oyunlarla Yaşayanlar'ın - mahremiyeti... Karakterleri hakkında ne düşündüğünü, onları nasıl şekillendirdiğini, kurguladığını okuyorsunuz, gel-gitleriyle karşılaşıyorsunuz. Sadece bu da değil: hemen hemen bütün kitaplarında yoğun bir şekilde işlediği, doğu-batı arasında sıkışmış Türk aydını ve insanının buhranı hakkındaki görüşlerini de içeriyor günlüğü.
Bütün Oğuz Atay kitapları gibi bu da mutlaka ama mutlaka okunmalı! Hele benim gibi 'Atayist' olma yolundaysanız...
Önce Tutunamayanlar'ın Selim'ine günlük tutturur, sonra da kendi soyunur bu işe Oğuz Atay. Günlüğüne ilk karaladıkları da bunlar olur. Canım insanlar sonunda ona bunu da yap(tır)mıştır.
Birinin günlüğünü okumak demek onu şeffaflaştırmak, savunmasız bırakmak demek aynı zamanda. Oğuz Atay için doğru olur mu bunu söylemem? O zaten Tutunamayanlar'da, Tehlikeli Oyunlar'da, Oyunlarla Yaşayanlar'da, Korkuyu Beklerken'de yeteri kadar şeffaflaştırmadı mı kendini? Kendisinden başka neyi yazdı ki?
Yine de günlüğüyle Oğuz Atay, başka bir kapısını açıyor size, mahremine giriyorsunuz. Elbette magazinsel bir mahremiyet değil bahsettiğim. Yazdıklarının - özellikle de Tehlikeli Oyunlar ve Oyunlarla Yaşayanlar'ın - mahremiyeti... Karakterleri hakkında ne düşündüğünü, onları nasıl şekillendirdiğini, kurguladığını okuyorsunuz, gel-gitleriyle karşılaşıyorsunuz. Sadece bu da değil: hemen hemen bütün kitaplarında yoğun bir şekilde işlediği, doğu-batı arasında sıkışmış Türk aydını ve insanının buhranı hakkındaki görüşlerini de içeriyor günlüğü.
Bütün Oğuz Atay kitapları gibi bu da mutlaka ama mutlaka okunmalı! Hele benim gibi 'Atayist' olma yolundaysanız...