#smrgKİTABEVİ Gürcistan'da Türk Edebiyatı Çalışmaları: Lisansüstü Tezler -
Bu olgunun değişik okumalar ve okutmalarla yön değiştirmek zorunda olduğu erek kültürler, mekânlar da kuşkusuz söz konusudur. Sovyet Birliği uzun yıllar boyunca edebiyatın ulusal yönünün baskınlığını ötelemeye çalışmıştır. Kaynak kültürlerden yapılan çevirilerde, kaynak kültürlerin edebiyat yapıtları üzerine yapılan akademik çalışmalarda özne-nesne ilişkisi sık sık nesnenin anlam hacmine muhalif yeni söyletmelerle idealize edilmiş veya akademik ilgiler benzer, yakın söylemleri merkeze alan çalışmalara odaklanmıştır. Bu da kaynak edebiyattaki estetik kaygının erek edebiyata aktarımında bazı dönüşümleri/kaymaları doğurmuştur. Bunun en bariz olduğu alanlar bazı Sovyet cumhuriyetlerinin edebiyatlarına Türkçe'den yapılan çeviriler ve akademik çalışmalardaki sosyal eylemlerin (1905 Rus Devrimi'nin Mehmet Emin Yurdakul'a etkisi...vd.) algı düzlemleridir. Sovyet döneminde Türk Edebiyatı üzerine yapılan akademik çalışmaların, Sovyet etkisinde kalan, yön'daş yazar ve şairlerin yapıtları üzerinde odaklandığı, haliyle de kendi halkına “Bakın Türk şair ve yazarlar da sizin gibi düşünüyor” veya Tük yazarların yapıtlarındaki olumsuzlukları “Oradaki tabloyu da görün ve halinize şükredin!” demeye getirdiği genel kabul gören bir tespittir.
Eski Sovyet coğrafyasındaki Türk Edebiyatı çalışmalarında estetik kaygıların dönüştürüldüğü, onları konumlarken genelde ona “dert ortaklığı” misyonu yüklenilip erek kültürdeki öznelerin arzu ve düşüncelerinin söyletildiği veya onların içinden “kötü örnekler” seçilerek onlar üzerinden kendi iyi, üstün benlerinin görünür kılındığı bir çok Türk Edebiyatı çalışması Sovyet sonrası cumhuriyetlerin kütüphanelerinde mevcuttur. Kendini tekrar üzerinden geleneğini inşa eden bu algı, tanıtılan adına bir çok tanımlamayı da içermiştir ve hâlâ da mevcut bazı çalışmalar üzerinden bu konumunu sürdürmektedir. Türk Edebiyatından yapılan çevirilerde, akademik çalışmaların Sovyet Edebiyatı'ndaki Toplumcu Gerçekçilik “tezine” uyum zorunluluğu bunun temel sebeplerinden en önemlisidir. Sovyet Birliği'nin dağılmasından sonra bu algı bazı cumhuriyetlerde hükmünü bir süre daha devam ettirmiştir. Cumhuriyetlerin “kendilerini aşmasıyla” söz konusu algı yerini dünya edebiyatının ortak ürünlerindeki estetik kaygıya ulaşma çabasına (takip yoluyla da olsa) bırakmıştır. Edebiyattan beklenen estetik işlevin yanı sıra kapital (Gürcistan için Orhan Pamuk'un eserleri) kaygının da bunda etkili olduğu elbette yadsınamaz. Gürcistan'da Türkoloji'nin resmi kuruluş tarihi olan 1960'ların başından Sovyet'in yıkıldığı 1991'e kadarki, özellikle de akademik odaklı, Türk Edebiyatı çalışmalarında yukarıda çerçevesi verilen Sovyet Dönemi'ni temsil eden yaklaşımların baskınlığı dikkatlerden kaçmaz. Buna karşın her çevirinin, yapıtın, akademik çalışmanın “özgün” duruşu olabileceği varsayımı da göz ardı edilmemelidir.
Çalışmamızın nihaî amacı, Gürcistan'da Türk Edebiyatı Üzerine Yapılmış Lisans Üstü Tezler'den doktora ve profesörlük tezlerindeki Sovyet dönemine ait verili (ideolojik olarak şartlanmış, bütün olgulara kendi kök-fikirlerinden bakan totaliter okuma) okuyuşla, özgün okuyuş bulgularını görünür kılmaktır.
Bu amacın daha gerçekçi bir algı düzeyinden başlangıç alması adına “Giriş” bölümünde Gürcistan Türkolojisi'ndeki Türk Edebiyatı geleneğinin Sovyet Türkolojisi içindeki konumuna dolayımlı olarak ışık tutulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın form-içerik ilişkisine dair bilgiler de yine bu bölümde sunulmuştur.
“Gürcistan'da Türk Edebiyatı Çalışmaları” adlı Birinci Bölüm'ün Türk Edebiyatı “Çıkarımlı” İlişkiler adlı alt bölümünde Gürcistan'daki Türk olgusunun tarihi seyri panoramik olarak sunulmaya çalışılmıştır. Türkiye'de Türk-Gürcü ilişkiler tarihini panoramik de olsa ele alan bütüncül bir çalışmanın mevcut olmadığı düşünüldüğünde söz konusu alt bölümün daha bir anlam kazandığına inanılmaktadır. Aynı bölümün verilerini/malzemelerini, sonraki ana ekseni beslemesi adına, Gürcistan'da Türk Edebiyatı sahasında yapılan bütün çalışmalar; çeviriler, çevirmenler, kurumlar, şahıslar, programlar, dergiler, gazeteler, alan çalışmaları, yüksek lisans ve doktora tezleri...vb. oluşturmuştur. Bunun için Gürcistan kütüphanelerinde, yazarlarda, Türkologlardaki mevcut çalışmalara ulaşılmaya çalışılmıştır.
Bu olgunun değişik okumalar ve okutmalarla yön değiştirmek zorunda olduğu erek kültürler, mekânlar da kuşkusuz söz konusudur. Sovyet Birliği uzun yıllar boyunca edebiyatın ulusal yönünün baskınlığını ötelemeye çalışmıştır. Kaynak kültürlerden yapılan çevirilerde, kaynak kültürlerin edebiyat yapıtları üzerine yapılan akademik çalışmalarda özne-nesne ilişkisi sık sık nesnenin anlam hacmine muhalif yeni söyletmelerle idealize edilmiş veya akademik ilgiler benzer, yakın söylemleri merkeze alan çalışmalara odaklanmıştır. Bu da kaynak edebiyattaki estetik kaygının erek edebiyata aktarımında bazı dönüşümleri/kaymaları doğurmuştur. Bunun en bariz olduğu alanlar bazı Sovyet cumhuriyetlerinin edebiyatlarına Türkçe'den yapılan çeviriler ve akademik çalışmalardaki sosyal eylemlerin (1905 Rus Devrimi'nin Mehmet Emin Yurdakul'a etkisi...vd.) algı düzlemleridir. Sovyet döneminde Türk Edebiyatı üzerine yapılan akademik çalışmaların, Sovyet etkisinde kalan, yön'daş yazar ve şairlerin yapıtları üzerinde odaklandığı, haliyle de kendi halkına “Bakın Türk şair ve yazarlar da sizin gibi düşünüyor” veya Tük yazarların yapıtlarındaki olumsuzlukları “Oradaki tabloyu da görün ve halinize şükredin!” demeye getirdiği genel kabul gören bir tespittir.
Eski Sovyet coğrafyasındaki Türk Edebiyatı çalışmalarında estetik kaygıların dönüştürüldüğü, onları konumlarken genelde ona “dert ortaklığı” misyonu yüklenilip erek kültürdeki öznelerin arzu ve düşüncelerinin söyletildiği veya onların içinden “kötü örnekler” seçilerek onlar üzerinden kendi iyi, üstün benlerinin görünür kılındığı bir çok Türk Edebiyatı çalışması Sovyet sonrası cumhuriyetlerin kütüphanelerinde mevcuttur. Kendini tekrar üzerinden geleneğini inşa eden bu algı, tanıtılan adına bir çok tanımlamayı da içermiştir ve hâlâ da mevcut bazı çalışmalar üzerinden bu konumunu sürdürmektedir. Türk Edebiyatından yapılan çevirilerde, akademik çalışmaların Sovyet Edebiyatı'ndaki Toplumcu Gerçekçilik “tezine” uyum zorunluluğu bunun temel sebeplerinden en önemlisidir. Sovyet Birliği'nin dağılmasından sonra bu algı bazı cumhuriyetlerde hükmünü bir süre daha devam ettirmiştir. Cumhuriyetlerin “kendilerini aşmasıyla” söz konusu algı yerini dünya edebiyatının ortak ürünlerindeki estetik kaygıya ulaşma çabasına (takip yoluyla da olsa) bırakmıştır. Edebiyattan beklenen estetik işlevin yanı sıra kapital (Gürcistan için Orhan Pamuk'un eserleri) kaygının da bunda etkili olduğu elbette yadsınamaz. Gürcistan'da Türkoloji'nin resmi kuruluş tarihi olan 1960'ların başından Sovyet'in yıkıldığı 1991'e kadarki, özellikle de akademik odaklı, Türk Edebiyatı çalışmalarında yukarıda çerçevesi verilen Sovyet Dönemi'ni temsil eden yaklaşımların baskınlığı dikkatlerden kaçmaz. Buna karşın her çevirinin, yapıtın, akademik çalışmanın “özgün” duruşu olabileceği varsayımı da göz ardı edilmemelidir.
Çalışmamızın nihaî amacı, Gürcistan'da Türk Edebiyatı Üzerine Yapılmış Lisans Üstü Tezler'den doktora ve profesörlük tezlerindeki Sovyet dönemine ait verili (ideolojik olarak şartlanmış, bütün olgulara kendi kök-fikirlerinden bakan totaliter okuma) okuyuşla, özgün okuyuş bulgularını görünür kılmaktır.
Bu amacın daha gerçekçi bir algı düzeyinden başlangıç alması adına “Giriş” bölümünde Gürcistan Türkolojisi'ndeki Türk Edebiyatı geleneğinin Sovyet Türkolojisi içindeki konumuna dolayımlı olarak ışık tutulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın form-içerik ilişkisine dair bilgiler de yine bu bölümde sunulmuştur.
“Gürcistan'da Türk Edebiyatı Çalışmaları” adlı Birinci Bölüm'ün Türk Edebiyatı “Çıkarımlı” İlişkiler adlı alt bölümünde Gürcistan'daki Türk olgusunun tarihi seyri panoramik olarak sunulmaya çalışılmıştır. Türkiye'de Türk-Gürcü ilişkiler tarihini panoramik de olsa ele alan bütüncül bir çalışmanın mevcut olmadığı düşünüldüğünde söz konusu alt bölümün daha bir anlam kazandığına inanılmaktadır. Aynı bölümün verilerini/malzemelerini, sonraki ana ekseni beslemesi adına, Gürcistan'da Türk Edebiyatı sahasında yapılan bütün çalışmalar; çeviriler, çevirmenler, kurumlar, şahıslar, programlar, dergiler, gazeteler, alan çalışmaları, yüksek lisans ve doktora tezleri...vb. oluşturmuştur. Bunun için Gürcistan kütüphanelerinde, yazarlarda, Türkologlardaki mevcut çalışmalara ulaşılmaya çalışılmıştır.