#smrgKİTABEVİ Hacı Celal : Hacı Celal Babai'nin Hatıraları - 2025
Editör:
Muharrem Uçan
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6259544915
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
260
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Duygu Şenses
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,50
Havale/EFT ile:
181,88
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199234965
621914
https://www.simurgkitabevi.com/haci-celal-haci-celal-babainin-hatiralari-2025
Hacı Celal : Hacı Celal Babai'nin Hatıraları - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.50
Hacı Celal'in iki şehit babası olduğunu, iki damadının cephede şehit olduğunu, erkek çocuklarının asker ve gazi olduklarını biliyordum. Ama annesinin gazi kendisinin de asker ve gazi olduğunu bilmiyordum. Bunu kaç defa elini omzuna attığında yüzündeki kasların ağrının şiddetinden buruşmasından ve “Ah omuzum!” demesinden anladım. Evlatlarını sormak istediğimde başını salladı ve yavaşça “Ali Rıza'm!” derken gözleri yaşardı. Ebulkasım adı, içinde nasıl bir ateş yaktı bilmiyorum, elini sinesine koydu ve ah çekti: “Koruk koruk… Bal arısı!..” dedi. O zor anlarda onlarla oldukça fazla ilgilenen Hamid Rıza'dan, Habib'den ve savaşta kısalan ayağından bahsetti. Meryem ve kızı Semane'yi, kendi evinde büyüyen kız kardeşi Fatıma'yı anlattı. Şehit damatları “Hacı Aziz Ahmedî” ve “Hacı İsmail Şükrî Muvehhid”i andı. “Sekiz yıl boyunca yastaydık!” dediğinde dördünün de beraber olduğu resimleri işaret etti. Bu laflar arasında onu çocukluğuna götürdüm. Portakal kabuklarını ders kitaplarının arasına koyup, kuruttuğu ve sakladığı günleri özlemesi yetti.
Hacı Celal'in iki şehit babası olduğunu, iki damadının cephede şehit olduğunu, erkek çocuklarının asker ve gazi olduklarını biliyordum. Ama annesinin gazi kendisinin de asker ve gazi olduğunu bilmiyordum. Bunu kaç defa elini omzuna attığında yüzündeki kasların ağrının şiddetinden buruşmasından ve “Ah omuzum!” demesinden anladım. Evlatlarını sormak istediğimde başını salladı ve yavaşça “Ali Rıza'm!” derken gözleri yaşardı. Ebulkasım adı, içinde nasıl bir ateş yaktı bilmiyorum, elini sinesine koydu ve ah çekti: “Koruk koruk… Bal arısı!..” dedi. O zor anlarda onlarla oldukça fazla ilgilenen Hamid Rıza'dan, Habib'den ve savaşta kısalan ayağından bahsetti. Meryem ve kızı Semane'yi, kendi evinde büyüyen kız kardeşi Fatıma'yı anlattı. Şehit damatları “Hacı Aziz Ahmedî” ve “Hacı İsmail Şükrî Muvehhid”i andı. “Sekiz yıl boyunca yastaydık!” dediğinde dördünün de beraber olduğu resimleri işaret etti. Bu laflar arasında onu çocukluğuna götürdüm. Portakal kabuklarını ders kitaplarının arasına koyup, kuruttuğu ve sakladığı günleri özlemesi yetti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.