#smrgKİTABEVİ Hadi Gülümse - 2023
Vakitlerden, bırakmak istemediğimiz bir ikindi, eleğimde bu ikindi duruyor. Onu, bir gün kokusu geçip gitse de, şimdilik bir ikindi havası gibi koklaya koklaya okuyorum. Türkçeden yeni bir selam gibi.
Ceyhun Atuf KANSU
Kemal Burkay şiirimizi özümlemiş, Türkçe'nin tatlarına ulaşmış, gizlerini yakalamış bir şair. “Bir türkünün ucundan tutar gibi” şiir söylüyor. Rahat ve kolay söylüyor.
Büyük olayların içinde, kavgaların içinde bir şair, hep hüzün taşıyan, yine de her an “umudu nasıl anlatsam!” diyen, böylece umudu daha iyi anlatmayı başaran bir şair…
Cemal SÜREYA
Kemal Burkay'ın Türkçe Şiirlerinde kullandığı dil, insanı kıskandıracak denli güzel bir dildir. Ve takılmayan, akıp giden bir söyleyiş…
Server TANİLLİ
Dersimli barış güvercini Kuzey Buz Denizi'nin kıyılarına gitti. Kemal'in yurt özlemini yüreğinde bir yangın gibi taşıdığını biliyorum, yurtdışında yaşamak zorunda bırakılan nice yurt sever gibi. Türkiye sularından gelmiş gemileri okşarken Nazım gibi onların da yanıyordur elleri…
Metin DEMİRTAŞ
Kentli bir şairdir başlangıçta. Kentli insanın bunaltısını, düşlerini, yalnızlığını, bir başınalığını, yaşamı anlamlandırışını anlatır. Yirmili yaşlarındadır bu ilk şiirlerinde. Onun yirmi altı yaşında yazdığı “Gülümse” (1963) adlı şiir, birkaç kuşağın anılarında yer buldu: “…Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm / Tüm şehir bana küstü / Bir kedim bile yok anlıyor musun / İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.” C. Atuf Kansu ne diyordu bu şiir için: “Bazen bir mısra, bütün hayatın özü olur.” Evet, öyledir…
Sosyalizm bilgisiyle tanışması, şiirinin de yaşamının da değişmesine yol açar. Artık bir kentin sınırları değil, dünyanın sınırları ilgilendirir onu. İlk şiirlerindeki İkinci Yeni izleri zaman zaman belirse de toplumsal düşünüş ana izlek olur sonraki şiirlerinde ve “Dudaklarında bağımsızlık türküsü” ile, halkının kendisine açtığı kucağa yürür.
Sonuçta yine aynı şeyleri söyleyeceğim: Kemal Burkay, entelektüel vicdanı dönüştürücü ahlâkla buluşturan Kürt ve sosyalist bir şairdir.
Ahmet TELLİ
Vakitlerden, bırakmak istemediğimiz bir ikindi, eleğimde bu ikindi duruyor. Onu, bir gün kokusu geçip gitse de, şimdilik bir ikindi havası gibi koklaya koklaya okuyorum. Türkçeden yeni bir selam gibi.
Ceyhun Atuf KANSU
Kemal Burkay şiirimizi özümlemiş, Türkçe'nin tatlarına ulaşmış, gizlerini yakalamış bir şair. “Bir türkünün ucundan tutar gibi” şiir söylüyor. Rahat ve kolay söylüyor.
Büyük olayların içinde, kavgaların içinde bir şair, hep hüzün taşıyan, yine de her an “umudu nasıl anlatsam!” diyen, böylece umudu daha iyi anlatmayı başaran bir şair…
Cemal SÜREYA
Kemal Burkay'ın Türkçe Şiirlerinde kullandığı dil, insanı kıskandıracak denli güzel bir dildir. Ve takılmayan, akıp giden bir söyleyiş…
Server TANİLLİ
Dersimli barış güvercini Kuzey Buz Denizi'nin kıyılarına gitti. Kemal'in yurt özlemini yüreğinde bir yangın gibi taşıdığını biliyorum, yurtdışında yaşamak zorunda bırakılan nice yurt sever gibi. Türkiye sularından gelmiş gemileri okşarken Nazım gibi onların da yanıyordur elleri…
Metin DEMİRTAŞ
Kentli bir şairdir başlangıçta. Kentli insanın bunaltısını, düşlerini, yalnızlığını, bir başınalığını, yaşamı anlamlandırışını anlatır. Yirmili yaşlarındadır bu ilk şiirlerinde. Onun yirmi altı yaşında yazdığı “Gülümse” (1963) adlı şiir, birkaç kuşağın anılarında yer buldu: “…Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm / Tüm şehir bana küstü / Bir kedim bile yok anlıyor musun / İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.” C. Atuf Kansu ne diyordu bu şiir için: “Bazen bir mısra, bütün hayatın özü olur.” Evet, öyledir…
Sosyalizm bilgisiyle tanışması, şiirinin de yaşamının da değişmesine yol açar. Artık bir kentin sınırları değil, dünyanın sınırları ilgilendirir onu. İlk şiirlerindeki İkinci Yeni izleri zaman zaman belirse de toplumsal düşünüş ana izlek olur sonraki şiirlerinde ve “Dudaklarında bağımsızlık türküsü” ile, halkının kendisine açtığı kucağa yürür.
Sonuçta yine aynı şeyleri söyleyeceğim: Kemal Burkay, entelektüel vicdanı dönüştürücü ahlâkla buluşturan Kürt ve sosyalist bir şairdir.
Ahmet TELLİ