Arama için en az 3 karakter girmelisiniz.

#smrgKİTABEVİ Hafıza Sanatı -

Editör:
Savaş Kılıç
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Yaylacık Matbaası
Dizi Adı:
Edebiyatdışı
ISBN-10:
6053161813
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199200395
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
432 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Çeviren:
Ayşe Deniz Temiz
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Art of Memory
Kategori:
indirimli
247,08
Havale/EFT ile: 239,67
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199200395
586390
Hafıza Sanatı -
Hafıza Sanatı - #smrgKİTABEVİ
247.08
İnterneti, arama motorlarını, dijital kitabı, hatta basılı kitapları unutun. Antik zamanlara kadar geri gidip bunların hiçbirinin olmadığı bir dünya hayal edin. İşte o dünyada insan hafızası bir sanat, bir teknik olarak algılanıyordu; kuvvetli ve eğitimli bir hafıza insan faaliyetleri için yaşamsal öneme sahipti. Antik Yunan'da icat edilen hafıza sanatı önce Roma'ya aktarıldı, oradan Avrupa geleneğine yerleşti.

Bu sanat yer ve imgeleri hafızaya nakşetme yoluyla ezberlemeyi amaçlıyordu; bilginin özellikle de dinsel dogmanın aktarılmasında, ezberletilmesinde, yaygınlaştırılmasında ve hatırlatılmasında eşsiz bir yere sahipti. İnsan zihninde yerlerin ve imgelerin düzenlenişi, hemen her zaman insan ruhunun bütünlüğünü doğrudan etkiliyordu.

Yates'in, hafıza sanatının Antik Yunan, Ortaçağ ve Rönesans boyunca geçirdiği dönüşümü inceleyen bu klasikleşmiş kitabının estetik, psikoloji, tarih felsefesi, bilimler ve edebiyat alanlarına paha biçilmez katkıları oldu. Bu kitap karşısında akla şu soru gelebilir: Bir akademisyen, bir yazar nasıl bu kadar derin sulara dalabilir?

Yates, bu tarihsel anlatıya hayat veren tutkusunu vaktiyle şöyle dile getirmiş: “Rönesans'ın büyüye dayalı veya batıni hafıza sistemleri benim için büyük bir soru işaretiydi. Sonunda, ardındaki itkinin Rönesans Hermetizm geleneği olduğunun farkına vardım... geçmişin bu geleneklerini ne kadar anlaşılır hale getirmeye çalışsam da, onlarla aramda her zaman asla ele geçiremediğim bir mesafe kalıyordu. Ama peşi sıra gitmeye devam ettim.”

İnterneti, arama motorlarını, dijital kitabı, hatta basılı kitapları unutun. Antik zamanlara kadar geri gidip bunların hiçbirinin olmadığı bir dünya hayal edin. İşte o dünyada insan hafızası bir sanat, bir teknik olarak algılanıyordu; kuvvetli ve eğitimli bir hafıza insan faaliyetleri için yaşamsal öneme sahipti. Antik Yunan'da icat edilen hafıza sanatı önce Roma'ya aktarıldı, oradan Avrupa geleneğine yerleşti.

Bu sanat yer ve imgeleri hafızaya nakşetme yoluyla ezberlemeyi amaçlıyordu; bilginin özellikle de dinsel dogmanın aktarılmasında, ezberletilmesinde, yaygınlaştırılmasında ve hatırlatılmasında eşsiz bir yere sahipti. İnsan zihninde yerlerin ve imgelerin düzenlenişi, hemen her zaman insan ruhunun bütünlüğünü doğrudan etkiliyordu.

Yates'in, hafıza sanatının Antik Yunan, Ortaçağ ve Rönesans boyunca geçirdiği dönüşümü inceleyen bu klasikleşmiş kitabının estetik, psikoloji, tarih felsefesi, bilimler ve edebiyat alanlarına paha biçilmez katkıları oldu. Bu kitap karşısında akla şu soru gelebilir: Bir akademisyen, bir yazar nasıl bu kadar derin sulara dalabilir?

Yates, bu tarihsel anlatıya hayat veren tutkusunu vaktiyle şöyle dile getirmiş: “Rönesans'ın büyüye dayalı veya batıni hafıza sistemleri benim için büyük bir soru işaretiydi. Sonunda, ardındaki itkinin Rönesans Hermetizm geleneği olduğunun farkına vardım... geçmişin bu geleneklerini ne kadar anlaşılır hale getirmeye çalışsam da, onlarla aramda her zaman asla ele geçiremediğim bir mesafe kalıyordu. Ama peşi sıra gitmeye devam ettim.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat