#smrgKİTABEVİ Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın -
"Latife Hanım" kitabıyla yakın tarihimize farklı bir gözle bakmamızı sağlayan İpek Çalışlar'dan çarpıcı bir Halide Edip gerçeği!..
İşgale karşı isyanın hatibi...
1915 Ermeni tehcirinde sesini yükseltmiş; idam cezasına yüz yıl önce karşı durmuş birkaç aykırı isimden biri... Mahatma Gandhi'nin, Bertrand Russell'ın ve Yahya Kemal'in yakın dostu...
Ali Ayet ile Hasan Zeki'nin annesi... Yüzlerce makalenin, onlarca kitabın yazarı... Aşkın ve hürriyetin her gün yeniden kazanılması gerektiğine inanan, dünya çapında entelektüel bir kadın, Halide Edib...
"Onunla Bayan Isabel Fry'ın evinde tanıştım ve anlattıklarını saatlerce tek başıma dinledim. 'Haremin Işığı' ile birlikte bir odaya kapatılmış Byron gibi hissetmeme neden olan o büyüleyici güzelliği olmasaydı, belki de siyasi fikirleri daha çok aklımda kalırdı. Hatıra defterime, 'Bir ceylanı andıran yumuşacık süzgün bakışları, hafifçe yukarıya kıvrılmış minik üst dudağı, ince uzun burnu ve dalga dalga bakıra çalan esmer saç örgüleri, incecik ve alabildiğine zarif endamıyla, görüp görebileceğim en enfes yaratık' diye not düşmüşüm. İnsanı altüst eden bir kadındı; bizi baş başa bıraktıklarında hafif yüzüm kızarmıştı, belki her ikimiz de biraz utanmıştık. Ancak, hemen ciddi bir sohbete girişti ve ateşli ateşli bana Jön Türkleri anlatmaya koyuldu..." Henry W. Nevinson
"Latife Hanım" kitabıyla yakın tarihimize farklı bir gözle bakmamızı sağlayan İpek Çalışlar'dan çarpıcı bir Halide Edip gerçeği!..
İşgale karşı isyanın hatibi...
1915 Ermeni tehcirinde sesini yükseltmiş; idam cezasına yüz yıl önce karşı durmuş birkaç aykırı isimden biri... Mahatma Gandhi'nin, Bertrand Russell'ın ve Yahya Kemal'in yakın dostu...
Ali Ayet ile Hasan Zeki'nin annesi... Yüzlerce makalenin, onlarca kitabın yazarı... Aşkın ve hürriyetin her gün yeniden kazanılması gerektiğine inanan, dünya çapında entelektüel bir kadın, Halide Edib...
"Onunla Bayan Isabel Fry'ın evinde tanıştım ve anlattıklarını saatlerce tek başıma dinledim. 'Haremin Işığı' ile birlikte bir odaya kapatılmış Byron gibi hissetmeme neden olan o büyüleyici güzelliği olmasaydı, belki de siyasi fikirleri daha çok aklımda kalırdı. Hatıra defterime, 'Bir ceylanı andıran yumuşacık süzgün bakışları, hafifçe yukarıya kıvrılmış minik üst dudağı, ince uzun burnu ve dalga dalga bakıra çalan esmer saç örgüleri, incecik ve alabildiğine zarif endamıyla, görüp görebileceğim en enfes yaratık' diye not düşmüşüm. İnsanı altüst eden bir kadındı; bizi baş başa bıraktıklarında hafif yüzüm kızarmıştı, belki her ikimiz de biraz utanmıştık. Ancak, hemen ciddi bir sohbete girişti ve ateşli ateşli bana Jön Türkleri anlatmaya koyuldu..." Henry W. Nevinson