Festivalizm konulu bu kitabın çıkışı halkın gülüşü, halkın özgürlüğe olan ilgisi ile bağlantılı olan festivaller, karnavallar, fuarlar ve bayramların incelenmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Festival ve karnavalların kökeninden, alışkanlığından bahsedilerek günümüz hayat pratikleri ve reflekslerine nasıl yol açtığına bağlanır. Sonuçta ise, günümüz sanatı tarafından nasıl okunduğuna değinilmektedir. Doğduğum Bulgaristan, 1989 yılında büyük bir değişim geçirerek benim ailem ile göç etmeme sebep olmuştu.
Çocukluğumun geçtiği dönemler büyük bir baskı altında yaşanılan bir hayattı. Kendini ifade etmede zorluk çektiğimiz ve simgelere başvurduğumuz zamanlardı. Herkesin bir takma adı vardı. Ancak anaerkil bir toplum yapısından, Türkiye'deki ataerkil yapısına alışmamız biraz daha zorlu oldu. Alışkanlıklar, gelenekler, simgeler ve ifadeler hep bir karşı tavır geliştirmeme neden olmuştu. Simgesellik, susmayı, bastırmayla dışavurmayı karşılayan eylemdir. Farklı kültürlerde uygulanan dini bayramlar, eğlenceler, festivaller, yeme alışkanlıkları, danslar ve espriler, kahkahalar, argolar dikkatimi çekmiştir.
Metnin karnavalesk terimine vurgu yapması, sanat dinamikleri içinde halkın söyleminin önemini vurgulamaktadır. Her sanat pratiği içerisindeki halk tahrikleri ve yorumları, reflekslerinin var olduğunu ve bunların karnavalesk alışkanlıklar bağlamında olduğunu belirtmeye çalışmaktadır. Günümüz sanat pratiklerinin büyük oranda halk refleksleri bağlamında şekil değiştirilmesine izin verilen yapıda olduklarına vurgu etmeye çalışılmaktadır.