#smrgKİTABEVİ Hallac-ı Mansur: Dicle'den Yükselen Feryat - 2018

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ofis Yayın Matbaa
Dizi Adı:
Tasavvuf 3
ISBN-10:
9786056694035
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199082230
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
208 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Resimleyen:
Mahmut Doğan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
indirimli
108,75
Havale/EFT ile: 105,49
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199082230
468107
Hallac-ı Mansur: Dicle'den Yükselen Feryat -        2018
Hallac-ı Mansur: Dicle'den Yükselen Feryat - 2018 #smrgKİTABEVİ
108.75
Kendimi tesbih ederim, şanım ne büyüktür diyen Bayezid-i Bistami ile "Cübbemin altında Allah'tan başkası yok" diyen Cüneyd-i Bağdadi'nin sözleri aşk sarhoşluğuna bağışlanmış da, "Ene'l-Hak diyen Hak aşığı için Bağdat'ın Babu't-Tak Meydanı'na bir darağacı kurulmuş ve Hallac-ı Mansur, hakkında verilen ölüm fermanı gereği, 26 Mart 922 tarihinde hunharca katledilmiştir.

Hallac-ı Mansur gibi gerçek bir aşığın, basireti ve ateşli imanı sayesinde, değil acı ve elemlerin, ona reva gördükleri ölümün bile bu ölçüde tatlılaşabileceğinden habersiz olanlar, idamından sonra ondan geriye herhangi biz iz ya da işaret kalmasın da adı unutulup gitsin diye, bedenini ateşe yakıp küllerini Dicle Nehri'ne savurmuşlar, ancak ne izlerini yok edebilmiş, ne de adını unutturabilmişlerdir. O günden beri bir çığlık yükselir durur Dicle'den... "Ene'l-Hak!" İşte bu çığlığın öyküsüdür elinizde bulunan eser.

Kendimi tesbih ederim, şanım ne büyüktür diyen Bayezid-i Bistami ile "Cübbemin altında Allah'tan başkası yok" diyen Cüneyd-i Bağdadi'nin sözleri aşk sarhoşluğuna bağışlanmış da, "Ene'l-Hak diyen Hak aşığı için Bağdat'ın Babu't-Tak Meydanı'na bir darağacı kurulmuş ve Hallac-ı Mansur, hakkında verilen ölüm fermanı gereği, 26 Mart 922 tarihinde hunharca katledilmiştir.

Hallac-ı Mansur gibi gerçek bir aşığın, basireti ve ateşli imanı sayesinde, değil acı ve elemlerin, ona reva gördükleri ölümün bile bu ölçüde tatlılaşabileceğinden habersiz olanlar, idamından sonra ondan geriye herhangi biz iz ya da işaret kalmasın da adı unutulup gitsin diye, bedenini ateşe yakıp küllerini Dicle Nehri'ne savurmuşlar, ancak ne izlerini yok edebilmiş, ne de adını unutturabilmişlerdir. O günden beri bir çığlık yükselir durur Dicle'den... "Ene'l-Hak!" İşte bu çığlığın öyküsüdür elinizde bulunan eser.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat