Yüz doksan bir devletin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO 2007'yi “Mevlâna'yı Anma Yılı” ilan etti.
Ölümünün üzerinden 700 küsur yıl geçmiş olan Mevlâna, Doğu'nun ve İslâm düşünce tarihinin en değerli temsilcileri arasında yer almaktadır. Yüzlerce yıl önce insanlığa verdiği mesajı günümüze kadar ulaştırabilmiş, yüzyıllar boyunca insanların gönlünde taht kurabilmiş çok ender İslâm tasavvufçularından birisidir.
Böyle olmakla birlikte, Konya'daki görkemli türbesi ve Mevlevilerin estetik sema gösterileri dışında, Mevlâna'nın kişiliğini, yaşamını ve savunduğu görüşleri kaçımız ne kadara biliyoruz?
Kitapta, Mevlâna'nın “Hamdım, piştim, yandım” diye özetlediği kendi yaşamını fikirleriyle ve eserlerinden örneklerle harmanlayarak vermeye çalıştık. Bir ayağı sapasağlam İslâm'da dururken, öteki ayağının yetmiş iki milleti dolaşan bir pergel olduğunu söyleyen Mevlâna'nın “Gel, nasılsan öyle gel!” çağrısının nasıl olup da her inançtan, dinden, mezhepten renkten, etnik kökenden ve dilden insanlar için bugün de büyük bir umut kapısı olmaya devam ettiğini göstermeyi amaçladık.
Yüz doksan bir devletin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO 2007'yi “Mevlâna'yı Anma Yılı” ilan etti.
Ölümünün üzerinden 700 küsur yıl geçmiş olan Mevlâna, Doğu'nun ve İslâm düşünce tarihinin en değerli temsilcileri arasında yer almaktadır. Yüzlerce yıl önce insanlığa verdiği mesajı günümüze kadar ulaştırabilmiş, yüzyıllar boyunca insanların gönlünde taht kurabilmiş çok ender İslâm tasavvufçularından birisidir.
Böyle olmakla birlikte, Konya'daki görkemli türbesi ve Mevlevilerin estetik sema gösterileri dışında, Mevlâna'nın kişiliğini, yaşamını ve savunduğu görüşleri kaçımız ne kadara biliyoruz?
Kitapta, Mevlâna'nın “Hamdım, piştim, yandım” diye özetlediği kendi yaşamını fikirleriyle ve eserlerinden örneklerle harmanlayarak vermeye çalıştık. Bir ayağı sapasağlam İslâm'da dururken, öteki ayağının yetmiş iki milleti dolaşan bir pergel olduğunu söyleyen Mevlâna'nın “Gel, nasılsan öyle gel!” çağrısının nasıl olup da her inançtan, dinden, mezhepten renkten, etnik kökenden ve dilden insanlar için bugün de büyük bir umut kapısı olmaya devam ettiğini göstermeyi amaçladık.