#smrgKİTABEVİ Hamidiye Alayları ve Hüseyin Paşa -
II. Abdülhamid, padişahlığının hemen ilk yıllarında, Osmanlı Devleti için büyük bir felaketle neticelenen ve Balkanlarda birçok toprak parçasının kaybedilmesine yol açan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın (93 Harbi) acı neticelerine katlanmak zorunda kalmıştı. Büyük devletler, 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonra bu ülkeyi bir an önce parçalama sürecini başlatmışlardı. Antlaşma ile ayrıca Anadolu'da ıslahat yaptırıp, Ermenilere bağımsızlık kazandırmak istemişlerdi.
Osmanlı Devleti ise buna karşılık merkezi yapının güçlendirilmesine yönelik önemli reformlar gerçekleştiriyordu. Bunlardan biri de doğuda fanatik milliyetçi Ermeni çetelerin saldırılarını arttırması sonucunda Hamidiye Alaylarının oluşturulmasıdır. Abdülhamid'in ismine kurulan bu alaylar, Doğu ve Güneydoğu'daki aşiretlerden adam devşirilerek bölgeyi Osmanlı Devleti adına korumak amacıyla kurulan yarı askerî birliklerdi. Giderek büyüyen Rus tehdidine ve Ermeniler arasındaki çeteci örgütlenmeye karşı güvenlik unsuru olan Hamidiye Alayları, aynı zamanda Kürtlerin devlete olan sadakatlerini pekiştirmek gibi bir amaç da taşıyordu. Askerî bir misyonu da yerine getiren alaylar, doğudaki Rus destekli Ermeni çetelerine karşı koyup, onlarla savaştılar.
Aslında alaylar, Sultan Abdülhamid'in Kürtleri devlete daha da ısındırmak ve bağlılıklarını artırmak için yürüttüğü kapsamlı projenin parçasıydı. Kürt aşiret reislerinin çocuklarının İstanbul'da askerî okullarda okutulması ve bunlardan Harbiye Mektebi'nden mezun olanlarının Nizamiye ordusuna tayin edilmesi ile Doğu Anadolu halkının devletle bütünleşmesinde II. Abdülhamid'in büyük hizmeti oldu. Kitapta Hamidiye Alaylarının nizamnamesi, hangi aşiretin ne kadar destek verdiği, Hüseyin Paşa'nın rolü, yabancı devletlerin buna karşı tutumu, birliklerin eğitimi ve faaliyetleri gibi pekçok konu arşiv belgeleri ışığında anlatılmaktadır.
II. Abdülhamid, padişahlığının hemen ilk yıllarında, Osmanlı Devleti için büyük bir felaketle neticelenen ve Balkanlarda birçok toprak parçasının kaybedilmesine yol açan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın (93 Harbi) acı neticelerine katlanmak zorunda kalmıştı. Büyük devletler, 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonra bu ülkeyi bir an önce parçalama sürecini başlatmışlardı. Antlaşma ile ayrıca Anadolu'da ıslahat yaptırıp, Ermenilere bağımsızlık kazandırmak istemişlerdi.
Osmanlı Devleti ise buna karşılık merkezi yapının güçlendirilmesine yönelik önemli reformlar gerçekleştiriyordu. Bunlardan biri de doğuda fanatik milliyetçi Ermeni çetelerin saldırılarını arttırması sonucunda Hamidiye Alaylarının oluşturulmasıdır. Abdülhamid'in ismine kurulan bu alaylar, Doğu ve Güneydoğu'daki aşiretlerden adam devşirilerek bölgeyi Osmanlı Devleti adına korumak amacıyla kurulan yarı askerî birliklerdi. Giderek büyüyen Rus tehdidine ve Ermeniler arasındaki çeteci örgütlenmeye karşı güvenlik unsuru olan Hamidiye Alayları, aynı zamanda Kürtlerin devlete olan sadakatlerini pekiştirmek gibi bir amaç da taşıyordu. Askerî bir misyonu da yerine getiren alaylar, doğudaki Rus destekli Ermeni çetelerine karşı koyup, onlarla savaştılar.
Aslında alaylar, Sultan Abdülhamid'in Kürtleri devlete daha da ısındırmak ve bağlılıklarını artırmak için yürüttüğü kapsamlı projenin parçasıydı. Kürt aşiret reislerinin çocuklarının İstanbul'da askerî okullarda okutulması ve bunlardan Harbiye Mektebi'nden mezun olanlarının Nizamiye ordusuna tayin edilmesi ile Doğu Anadolu halkının devletle bütünleşmesinde II. Abdülhamid'in büyük hizmeti oldu. Kitapta Hamidiye Alaylarının nizamnamesi, hangi aşiretin ne kadar destek verdiği, Hüseyin Paşa'nın rolü, yabancı devletlerin buna karşı tutumu, birliklerin eğitimi ve faaliyetleri gibi pekçok konu arşiv belgeleri ışığında anlatılmaktadır.