Kaderin bana çizmiş olduğu yol da Hapishaneden geçiyormuş... Üsküdar Cezaevi'nin bir kapısından girip, ikincisinden çıkıncaya kadar, ömrünün 16 ayını bir başka alemde yaşamak mukaddermiş...
Suçum 1950 ile 1960 yılları arasında Türkiye'nin kaderine hükmeden insanlara inanmamış olmak! Bir karikatürcü olarak fırçamla, bir yazar olarak kalemimle, bir politikacı, bir hatip olarak konuşmalarımla, bu inanışlara karşı davranışlarım ve bana karşı olan davranışlar, adım adım bu akıbeti bana hazırlamış oldu...
“50'li yıllarda, kişilere ve gündelik siyasi gelişmelere bağlı klasik siyasi karikatür anlayışını sürdüren Burak, on yıl boyunca gözü kapalı bir başkaldırının, alaycı ve kavgacı bir tutumun temsilcisi olarak karikatürler çizer. Karikatürlerindeki asıl güç "DP karşıtlığı"na dayanmaktadır. Yaptığı eleştiriler ise kaybedilmiş CHP iktidarını geri getirme çabasından öteye gidemez. Yarattığı "koca göbekli, kalın enseli, dazlak kafalı, balta burunlu tip" de DP'nin iktidardan düşmesiyle anlamını yitirir. Çizdiği karikatürler "günlük yumurta" gibidir. Birçoğu günün koşullarına göre ilgi çekici ve popüler olmasına rağmen, koşullar değiştikten sonra anlamsız hale gelir.
1960'tan sonra iktidardaki bir partinin milletvekili olarak muhalif özelliğini de tamamen yitiren Burak, sanat hayatında büyük bir düşüş yaşar. 1977 yılındaki ölümüne kadar geçen sürede ise basında kendine yer bulmakta oldukça zorlanır ve Babıali'ye küskün biçimde hayata gözlerini kapatır.” Ahmet Mehmetefendioğlu, Yasin Kayış
Kaderin bana çizmiş olduğu yol da Hapishaneden geçiyormuş... Üsküdar Cezaevi'nin bir kapısından girip, ikincisinden çıkıncaya kadar, ömrünün 16 ayını bir başka alemde yaşamak mukaddermiş...
Suçum 1950 ile 1960 yılları arasında Türkiye'nin kaderine hükmeden insanlara inanmamış olmak! Bir karikatürcü olarak fırçamla, bir yazar olarak kalemimle, bir politikacı, bir hatip olarak konuşmalarımla, bu inanışlara karşı davranışlarım ve bana karşı olan davranışlar, adım adım bu akıbeti bana hazırlamış oldu...
“50'li yıllarda, kişilere ve gündelik siyasi gelişmelere bağlı klasik siyasi karikatür anlayışını sürdüren Burak, on yıl boyunca gözü kapalı bir başkaldırının, alaycı ve kavgacı bir tutumun temsilcisi olarak karikatürler çizer. Karikatürlerindeki asıl güç "DP karşıtlığı"na dayanmaktadır. Yaptığı eleştiriler ise kaybedilmiş CHP iktidarını geri getirme çabasından öteye gidemez. Yarattığı "koca göbekli, kalın enseli, dazlak kafalı, balta burunlu tip" de DP'nin iktidardan düşmesiyle anlamını yitirir. Çizdiği karikatürler "günlük yumurta" gibidir. Birçoğu günün koşullarına göre ilgi çekici ve popüler olmasına rağmen, koşullar değiştikten sonra anlamsız hale gelir.
1960'tan sonra iktidardaki bir partinin milletvekili olarak muhalif özelliğini de tamamen yitiren Burak, sanat hayatında büyük bir düşüş yaşar. 1977 yılındaki ölümüne kadar geçen sürede ise basında kendine yer bulmakta oldukça zorlanır ve Babıali'ye küskün biçimde hayata gözlerini kapatır.” Ahmet Mehmetefendioğlu, Yasin Kayış