Bu eserin çevirisini harfi harfine yapıp yayından önce defalarca kontrol ettim. Sayfa altlarına açıklamalarını koyarken çoğunlukla Osmanlıca kelimelerin bugünkü karşılığını tercih ettim. Hatta bugün için çok iyi anlaşılabilecek kelimeleri bile gelecekte anlaşıl-mayabilir diye düşünerek, açıklamaları geniş tutmaya çalıştım. Karşılık olarak kullandığım kelimelerin bir kısmı, sözlük karşılığı ile ifade edilemediği için. cümle içindeki veya Bektaşi kültürünün dili içindeki anlamına uygun ifadeler kullandım. Kısmen Bektaşi tasavvufun-daki anlamı veya anlatmak istediği içsel manayı arz etmeye çalıştım. Ayrıca, şiirlerinde geçen sözlerin hangi ayetlerden esinlenerek söylendiğini (hadis-i kudsi, ayet veya kibar-ı kelâm ) belirttim.
Bu esere bakıldığında, "Acaba Edib Harabı bu eseri daha sade bir dille yazamaz mıydı?" diye sorulabilir. Bir Osmanlı subayı olması nedeni ile ağdalı konuşma ve yazım tarzı onun yabancısı değildi. -Dursun Gümüşoğlu, İstanbul 2003 (Sunuştan)
Bu eserin çevirisini harfi harfine yapıp yayından önce defalarca kontrol ettim. Sayfa altlarına açıklamalarını koyarken çoğunlukla Osmanlıca kelimelerin bugünkü karşılığını tercih ettim. Hatta bugün için çok iyi anlaşılabilecek kelimeleri bile gelecekte anlaşıl-mayabilir diye düşünerek, açıklamaları geniş tutmaya çalıştım. Karşılık olarak kullandığım kelimelerin bir kısmı, sözlük karşılığı ile ifade edilemediği için. cümle içindeki veya Bektaşi kültürünün dili içindeki anlamına uygun ifadeler kullandım. Kısmen Bektaşi tasavvufun-daki anlamı veya anlatmak istediği içsel manayı arz etmeye çalıştım. Ayrıca, şiirlerinde geçen sözlerin hangi ayetlerden esinlenerek söylendiğini (hadis-i kudsi, ayet veya kibar-ı kelâm ) belirttim.
Bu esere bakıldığında, "Acaba Edib Harabı bu eseri daha sade bir dille yazamaz mıydı?" diye sorulabilir. Bir Osmanlı subayı olması nedeni ile ağdalı konuşma ve yazım tarzı onun yabancısı değildi. -Dursun Gümüşoğlu, İstanbul 2003 (Sunuştan)