1362 yılından önce yazılmış olan Harezm Türkçesi Fal Kitabı, İslamiyet etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk falnamesidir. Bugüne kadar XIV. yüzyılda Harezm Türkçesiyle yazılmış çok az sayıda eser tespit edilebilmiş olup bu az sayıdaki eserin de kahir ekseriyeti XIV. yüzyıldan sonra istinsah edilmiştir. XIV. yüzyılda yazılıp yine aynı yüzyılda istinsah edilmiş olması, bu eseri Türkoloji araştırmaları için oldukça ehemmiyetli hâle getirmektedir. Eseri Türk dili tarihi bakımından mühim kılan bir diğer özelliği de dönemin diğer eserlerine nazaran çok sayıda Oğuzca unsur barındırmasıdır. Bilhassa söz varlığı noktasında yoğunlaşan bu Oğuzca unsurların bir kısmı Dîvânu Lugâti't-Türk'te Oğuzca kaydı düşülen dil malzemesiyle bir kısmı da Eski Oğuz Türkçesi metinleriyle ortaklık göstermektedir. Diğer Harezm Türkçesi metinlerinde görülmeyen Eski Oğuz Türkçesine mahsus birçok sözcüğü ihtiva etmesi, eserin meçhul yazarının XI-XIII. yüzyıllar arasında kalabalık kitleler hâlinde Anadolu'ya intikal eden soydaşlarına katılmayarak Batı Türkistan'da kalan bir Oğuz zümresine mensup olduğuna işaret etmektedir. Eserin bu vasfı, Harezm Türkçesi ile Eski Oğuz Türkçesi arasında doğrudan bağlantı kurabilmemizi sağlaması bakımından son derece mühimdir.
Harezm Türkçesi Fal Kitabı'nın bazı sayfalarında muhtelif şahıslara açılmış fallarla ilgili derkenar notları mevcuttur. Bu fallardan biri Şeyhî mahlaslı divan şairi Mevlana Sinan'a, biri de Anadolu Beylerbeyi Oruç Bey ve onun halefi Hamza Bey'e açılmıştır. Böylelikle eserin II. Murad döneminde Edirne Sarayı'nda fal bakmak için kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu derkenar notlarında Doğu ve Batı Türkçesi unsurlarının bir arada görülmesi de XV. yüzyılın ilk yarısında Edirne Sarayı'nda müneccim olarak görev yapan ve Batı Türkçesini sonradan öğrenmiş olan bir Doğu Türk'ü bulunduğunu göstermektedir.
Gerek konusu gerekse lisani karakteri bakımından dönem eserleri arasında biricikliği haiz olan Harezm Türkçesi Fal Kitabı'nın eldeki dil malzemesinin çok kısıtlı olması nedeniyle Türk dilinin henüz tam anlamıyla aydınlatılamamış inkişaf merhalelerinden birinin aydınlatılması noktasında büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyim.