#smrgKİTABEVİ Has Oda: Topkapı Sarayı'nda Mukaddes Emanetler Mekânı - 2016
Enderun bürokrasiye kalifiye eleman yetiştirmek üzere kurulan çok yönlü bir eğitim kurumudur. Yedi ayrı sınıftan oluşan bu eğitim kurumunun en üst sınıfı Has Oda'dır. Has Oda, ilk defa Fâtih Sultân Mehmed tarafından kurulmuştur. Yavuz Sultân Selîm'in Mısır'ı ilhakının ardından Mukaddes Emanetleri İstanbul'a getirerek bu mekâna yerleştirmesi, buranın farklı bir yapıya bürünmesine sebep olmuştur.
Hz. Peygamber'in, şairlerinden Ka'b b. Züheyr'e hediye ettiği Hırka-i Şerîf başta olmak üzere birçok Mukaddes eşyanın Has Oda'da muhafaza altına alınmış olması, mekâna manevî bir değer katmıştır. Ayrıca bu dönemden itibaren başlayan ve hâlen devam eden yirmi dört saat Kur'ân-ı Kerîm okuma geleneği, bu manevî değeri daha da artırmıştır. Topkapı Sarayı'na yaptığı bir ziyarette bu uygulamaya şâhit olan Yahya Kemal Beyatlı'nın şu tespitleri, konunun ehemmiyetini ortaya koyması bakımından oldukça dikkat çekicidir: "Gezintilerimde bir hakîkat keşfettim. Bu devletin iki mânevî temeli vardır: Fâtih'in Ayasofya minâresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor. Selim'in Hırka-i Saâdet önünde okuttuğu Kur'an ki hâlâ okunuyor! Eskişehir'in, Afyon Karahisar'ın, Kars'ın genç askerleri siz bu kadar güzel iki şey için döğüştünüz!"
Enderun bürokrasiye kalifiye eleman yetiştirmek üzere kurulan çok yönlü bir eğitim kurumudur. Yedi ayrı sınıftan oluşan bu eğitim kurumunun en üst sınıfı Has Oda'dır. Has Oda, ilk defa Fâtih Sultân Mehmed tarafından kurulmuştur. Yavuz Sultân Selîm'in Mısır'ı ilhakının ardından Mukaddes Emanetleri İstanbul'a getirerek bu mekâna yerleştirmesi, buranın farklı bir yapıya bürünmesine sebep olmuştur.
Hz. Peygamber'in, şairlerinden Ka'b b. Züheyr'e hediye ettiği Hırka-i Şerîf başta olmak üzere birçok Mukaddes eşyanın Has Oda'da muhafaza altına alınmış olması, mekâna manevî bir değer katmıştır. Ayrıca bu dönemden itibaren başlayan ve hâlen devam eden yirmi dört saat Kur'ân-ı Kerîm okuma geleneği, bu manevî değeri daha da artırmıştır. Topkapı Sarayı'na yaptığı bir ziyarette bu uygulamaya şâhit olan Yahya Kemal Beyatlı'nın şu tespitleri, konunun ehemmiyetini ortaya koyması bakımından oldukça dikkat çekicidir: "Gezintilerimde bir hakîkat keşfettim. Bu devletin iki mânevî temeli vardır: Fâtih'in Ayasofya minâresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor. Selim'in Hırka-i Saâdet önünde okuttuğu Kur'an ki hâlâ okunuyor! Eskişehir'in, Afyon Karahisar'ın, Kars'ın genç askerleri siz bu kadar güzel iki şey için döğüştünüz!"