Onun öyküsü, genç yaşına rağmen dünya nimetlerini bir kenara itip, cihad sevdasıyla tutuşma öyküsüdür. Dünyaya meyletmeyip, zulüm altındaki din kardeşlerine kayıtsız kalamamanın izlerini görürüz onun hayatında. Liseden sonra çevresindeki her genç gibi eğitimine devam edip 'parlak' bir hayatı seçmek varken, o, ümmetin içinde bulunduğu hallerle ilgilenmiştir. Hayalleri ve konforu bırakıp dağlara yönelir. Üstelik kendi doğduğu topraklardan çok uzaklaradır bu yöneliş. Şehid komutan Emir Hattab'dan bahsediyorum.
1970 yılında Arabistan'da doğan Hattab'ın asıl ismi Samir bin Salih es-Süveylim. Emir Hattab kod adını kullanan bu genç, yıl 1988 olunca, Afganistan'da Ruslara karşı direnen Müslümanlara yardım etme isteğiyle dolup taşıyor, ailesiyle vedalaşıyor. Bu gidiş öyle bir gidiş ki geri dönüşü olmayacak.
Afganistan'da askeri eğitimini kısa zamanda tamamlayıp, kendini ispat ediyor. Yaşının küçük olmasının aksine cesaretinin büyük oluşu, onun savaş şartlarına çabuk adapte olmasını sağlıyor. Hattab burada birçok operasyona katılıyor, cesur, usta bir komutan olup çıkıyor. El yapımı bir el bombasını atarken elinde patlaması sonucu sağ elinin iki parmağını kaybettiğinde, tedavi için bile cepheden ayrılmıyor. Celalabad'ın ve Kabil'in fethinin ardından Hattab'ın hayatında yeni bir yol açılıyor. Şimdi sırada Tacikistan var. Burada da iki yıl İslam düşmanlarına karşı cihadını sürdürür. 1994 yılında Kızıl Ordu saldırıya geçtiğinde kardeşlerine destek vermek ister ve Çeçenistan yolu gözükür kendisine.
Kafkasya cihadının meşhur komutanı Emir Hattab'ın Çeçenistan, Tacikistan ve Afganistan'daki tecrübelerinin yer aldığı bu kitap, cihad amelinin inceliklerini merak edenlere bir rehber niteliğinde…
Onun öyküsü, genç yaşına rağmen dünya nimetlerini bir kenara itip, cihad sevdasıyla tutuşma öyküsüdür. Dünyaya meyletmeyip, zulüm altındaki din kardeşlerine kayıtsız kalamamanın izlerini görürüz onun hayatında. Liseden sonra çevresindeki her genç gibi eğitimine devam edip 'parlak' bir hayatı seçmek varken, o, ümmetin içinde bulunduğu hallerle ilgilenmiştir. Hayalleri ve konforu bırakıp dağlara yönelir. Üstelik kendi doğduğu topraklardan çok uzaklaradır bu yöneliş. Şehid komutan Emir Hattab'dan bahsediyorum.
1970 yılında Arabistan'da doğan Hattab'ın asıl ismi Samir bin Salih es-Süveylim. Emir Hattab kod adını kullanan bu genç, yıl 1988 olunca, Afganistan'da Ruslara karşı direnen Müslümanlara yardım etme isteğiyle dolup taşıyor, ailesiyle vedalaşıyor. Bu gidiş öyle bir gidiş ki geri dönüşü olmayacak.
Afganistan'da askeri eğitimini kısa zamanda tamamlayıp, kendini ispat ediyor. Yaşının küçük olmasının aksine cesaretinin büyük oluşu, onun savaş şartlarına çabuk adapte olmasını sağlıyor. Hattab burada birçok operasyona katılıyor, cesur, usta bir komutan olup çıkıyor. El yapımı bir el bombasını atarken elinde patlaması sonucu sağ elinin iki parmağını kaybettiğinde, tedavi için bile cepheden ayrılmıyor. Celalabad'ın ve Kabil'in fethinin ardından Hattab'ın hayatında yeni bir yol açılıyor. Şimdi sırada Tacikistan var. Burada da iki yıl İslam düşmanlarına karşı cihadını sürdürür. 1994 yılında Kızıl Ordu saldırıya geçtiğinde kardeşlerine destek vermek ister ve Çeçenistan yolu gözükür kendisine.
Kafkasya cihadının meşhur komutanı Emir Hattab'ın Çeçenistan, Tacikistan ve Afganistan'daki tecrübelerinin yer aldığı bu kitap, cihad amelinin inceliklerini merak edenlere bir rehber niteliğinde…