Her sosyal olayda olduğu gibi kültürler arası etkileşim, farklı toplumların karşılaşmasının doğal tabii bir sonucudur. Kültürler arası etkileşim toplumların dili, edebiyatı, örf ve geleneklerinde gelişim, dönüşüm ve değişimleri doğurur. Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra kültürün her safhasında olduğu gibi özellikle dil, edebiyat ve sanat alanında bir takım gelişim, dönüşüm ve değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerden biri Arap alfabesi ile beraber sanat hayatına giren 'Hüsn-i Hat' diğeri de 'Divan Şiiri'dir.
Osmanlı döneminde hat sanatına ayrı bir değer verildiği ve özellikle medrese eğitiminden geçenlerin sülüs, nesih, rika, talik gibi günün geçer akçesi hüsn-i hattın en az üç değişik çeşidini rahatlıkla yazabildikleri bir gerçektir. Divan şiiri, başlı başına bir sanat ürünüdür. Büyük bir kültür birikiminin alış verişi içinde işlenen divan şiirinin en önemli özelliklerinden birisi, diğer sanatlarla birbirlerinden ayrı düşünülemeyecek derecede bağlantı içinde bulunmasıdır.
Bunun yanında divan şiiri ile ilgilenen pek çok şairimizin gerek meslek olarak icra eylediği gerekse hobi olarak yapageldiği bir sanat dalı olmuştur. Musiki, hat, tezhib, ebru, sedefkarlık, simkeşlik... bunlardan bazılarıdır.
Hat sanatına ait olan "hatt (yazı), harf, devât (divit), levh (levha), resm (resm etmek), pergâr (pergel), hokka; bazen dürc, hâme, kalem, kilk, reyhani, gubar, rika, süls (sülüs), katib, evrak, varak, defter, mushaf, ferman, berat, menşur, tuğra, mühr (mühür), hatem, la'l, yâkut, kibirit-i ahmer, dûd, zer-endûd, zer, sîm, hal (mürekkep lekesi), rıh" gibi terimler, Divan şiirinde bazen gerçek bazen de mecaz anlamlarıyla kullanıldığı görülür. Bu terimleri hem Divan şairlerinin hem de hattat şairlerin şiirlerinde kullanıldığı görülmektedir. Hat sanatını ister meslek, isterse hobi olarak seçmiş olsunlar; bu sanatla uğraşan şairlerimiz arasınd ahattatların sayısı epeyce fazladır. Bu çalışmada, divan şiirinde hat ve hat unsurları ile hattat divan şairleri ele alınmış, hat ile Divan şiiri ortak kültür zenginliğinin ortaya çıkarılması ve sanatlar arası kültür köprülerinin kurulmasına çalışılmıştır.
(Arka Kapak)
Her sosyal olayda olduğu gibi kültürler arası etkileşim, farklı toplumların karşılaşmasının doğal tabii bir sonucudur. Kültürler arası etkileşim toplumların dili, edebiyatı, örf ve geleneklerinde gelişim, dönüşüm ve değişimleri doğurur. Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra kültürün her safhasında olduğu gibi özellikle dil, edebiyat ve sanat alanında bir takım gelişim, dönüşüm ve değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerden biri Arap alfabesi ile beraber sanat hayatına giren 'Hüsn-i Hat' diğeri de 'Divan Şiiri'dir.
Osmanlı döneminde hat sanatına ayrı bir değer verildiği ve özellikle medrese eğitiminden geçenlerin sülüs, nesih, rika, talik gibi günün geçer akçesi hüsn-i hattın en az üç değişik çeşidini rahatlıkla yazabildikleri bir gerçektir. Divan şiiri, başlı başına bir sanat ürünüdür. Büyük bir kültür birikiminin alış verişi içinde işlenen divan şiirinin en önemli özelliklerinden birisi, diğer sanatlarla birbirlerinden ayrı düşünülemeyecek derecede bağlantı içinde bulunmasıdır.
Bunun yanında divan şiiri ile ilgilenen pek çok şairimizin gerek meslek olarak icra eylediği gerekse hobi olarak yapageldiği bir sanat dalı olmuştur. Musiki, hat, tezhib, ebru, sedefkarlık, simkeşlik... bunlardan bazılarıdır.
Hat sanatına ait olan "hatt (yazı), harf, devât (divit), levh (levha), resm (resm etmek), pergâr (pergel), hokka; bazen dürc, hâme, kalem, kilk, reyhani, gubar, rika, süls (sülüs), katib, evrak, varak, defter, mushaf, ferman, berat, menşur, tuğra, mühr (mühür), hatem, la'l, yâkut, kibirit-i ahmer, dûd, zer-endûd, zer, sîm, hal (mürekkep lekesi), rıh" gibi terimler, Divan şiirinde bazen gerçek bazen de mecaz anlamlarıyla kullanıldığı görülür. Bu terimleri hem Divan şairlerinin hem de hattat şairlerin şiirlerinde kullanıldığı görülmektedir. Hat sanatını ister meslek, isterse hobi olarak seçmiş olsunlar; bu sanatla uğraşan şairlerimiz arasınd ahattatların sayısı epeyce fazladır. Bu çalışmada, divan şiirinde hat ve hat unsurları ile hattat divan şairleri ele alınmış, hat ile Divan şiiri ortak kültür zenginliğinin ortaya çıkarılması ve sanatlar arası kültür köprülerinin kurulmasına çalışılmıştır.
(Arka Kapak)