#smrgKİTABEVİ Hayat Olduğu Gibi - 2017
“Hayatı olduğu gibi” vermekte ustalaşan yazar, kadın-erkek ilişkilerini, kent ve taşra hayatı arasındaki uzlaşmazlığı, yeni bir süreçten geçen Osmanlı Ermeni toplum yaşantısını keskin bir analize tabi tutuyor. Zohrab, cemaat sınırlarını aşıp tüm insanlığa ait sorunlara da ışık tutarken, bir avukat, mebus ve öykücü olarak çok katmanlı deneyimleriyle edebiyatını zenginleştirerek, edebiyat anlayışını, realizmini, yüksek algı ve muhakeme gücünü gözler önüne seriyor.
Zohrab'ın Gyankı inçbes vor e (1911) başlıklı öykü kitabının Ermenice aslından yapılan bu çeviri günümüz Türkçesiyle ilk kez yayımlanıyor. Eserin Osmanlıca çevirisi, Kudret Emiroğlu'nun çeviriyazısıyla, 2000 yılında Ayraç Yayınları tarafından yayımlanmıştı.
"Hayır," dedi kız, "beni sevdiğinizi söylemeyin, bana katıksız bir sevinç bırakın. Sayenizde beni mesut kılan bu rüyanın delice, imkânsız bir şey olduğunu itiraf ediyorum, ama onu mahvetmeyin."
Ve delikanlının sözünü kesmeye yeltendiğini görünce:
"Siz Cogo'sunuz, benim için Cogo olarak kalın, bundan ne çıkar? Anne babanız, sevdikleriniz için daima Sarkis'siniz, bu size yetmez mi? Ama ben söz konusu olduğumda, tapınılmakla yetinin, asla bana tapınmaya kalkışmayın, yoksa aramızdaki her şey son bulur. Benim nazarımda siz, uzun zaman önce bu dünyada kaybettiğim bir sevgiyi temsil ediyorsunuz, farkında olmadan. Sesiniz, bakışınız, yürüyüşünüz, her şey kaybettiğim kişiyi hatırlatıyor bana. Sizi gördüğüm ilk andan itibaren kendime hâkim olamadım, doğrudan sizi sevdiğimi söyledim. Kutsal bir fikri temsil eden ve hayat emaresi gösterdiği anda kaidesinden düşecek olan bir putsunuz siz. Sadece akılsızlar, vaktiyle insanların putların cansız bedenine taptıklarını sanırlar. Ben de şahsınızda, büyük bir benzerliğe, bir hatıraya tapınıyorum; eğer beni sevecek olursanız bu yanılsama son bulacak."
“Hayatı olduğu gibi” vermekte ustalaşan yazar, kadın-erkek ilişkilerini, kent ve taşra hayatı arasındaki uzlaşmazlığı, yeni bir süreçten geçen Osmanlı Ermeni toplum yaşantısını keskin bir analize tabi tutuyor. Zohrab, cemaat sınırlarını aşıp tüm insanlığa ait sorunlara da ışık tutarken, bir avukat, mebus ve öykücü olarak çok katmanlı deneyimleriyle edebiyatını zenginleştirerek, edebiyat anlayışını, realizmini, yüksek algı ve muhakeme gücünü gözler önüne seriyor.
Zohrab'ın Gyankı inçbes vor e (1911) başlıklı öykü kitabının Ermenice aslından yapılan bu çeviri günümüz Türkçesiyle ilk kez yayımlanıyor. Eserin Osmanlıca çevirisi, Kudret Emiroğlu'nun çeviriyazısıyla, 2000 yılında Ayraç Yayınları tarafından yayımlanmıştı.
"Hayır," dedi kız, "beni sevdiğinizi söylemeyin, bana katıksız bir sevinç bırakın. Sayenizde beni mesut kılan bu rüyanın delice, imkânsız bir şey olduğunu itiraf ediyorum, ama onu mahvetmeyin."
Ve delikanlının sözünü kesmeye yeltendiğini görünce:
"Siz Cogo'sunuz, benim için Cogo olarak kalın, bundan ne çıkar? Anne babanız, sevdikleriniz için daima Sarkis'siniz, bu size yetmez mi? Ama ben söz konusu olduğumda, tapınılmakla yetinin, asla bana tapınmaya kalkışmayın, yoksa aramızdaki her şey son bulur. Benim nazarımda siz, uzun zaman önce bu dünyada kaybettiğim bir sevgiyi temsil ediyorsunuz, farkında olmadan. Sesiniz, bakışınız, yürüyüşünüz, her şey kaybettiğim kişiyi hatırlatıyor bana. Sizi gördüğüm ilk andan itibaren kendime hâkim olamadım, doğrudan sizi sevdiğimi söyledim. Kutsal bir fikri temsil eden ve hayat emaresi gösterdiği anda kaidesinden düşecek olan bir putsunuz siz. Sadece akılsızlar, vaktiyle insanların putların cansız bedenine taptıklarını sanırlar. Ben de şahsınızda, büyük bir benzerliğe, bir hatıraya tapınıyorum; eğer beni sevecek olursanız bu yanılsama son bulacak."