Birinci Dünya Savaşı'nda maddi yetersizlikler nedeniyle devlet burslarını kesip yurda dönmelerini isteyince, çalışarak para kazanmış ve yedi yıllık öğrenimini zorluklar içinde tamamlamıştır. Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca, Arapça ve Farsça bilen Balaban, yurda döndüğünde Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Burosu'nda üye ve başkan olarak çalışmıştır. Yöneticiliğinin yanında pedagoji, sosyoloji, psikoloji ve felsefe dersleri vermiş, sayıları 80'i aşan kitap ve 900 dolayında makale yazmış ya da çevirmiştir.
Eğitimi her şeyin üzerinde görmüş ve verdiği önemi şu sözleriyle vurgulamıştır: “Milletimizi kurtarabilmek için üç şeye ihtiyacımız var: Birincisi okul, ikincisi okul, üçüncüsü yine okul. Elimden gelse Anadolu'yu uyandırmak için bir taraftan okul açar, diğer taraftan engin dereler içinde, gök gürler gibi toplar atardım...”
Bu kitap, bu amaçların gerçekleşmesi için ömrünü Türk eğitimine adayan eğitimci, yazar ve yönetici bir insanın hayat hikayesidir. (Arka kapaktan)
Birinci Dünya Savaşı'nda maddi yetersizlikler nedeniyle devlet burslarını kesip yurda dönmelerini isteyince, çalışarak para kazanmış ve yedi yıllık öğrenimini zorluklar içinde tamamlamıştır. Fransızca, Almanca, İngilizce, İtalyanca, Arapça ve Farsça bilen Balaban, yurda döndüğünde Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Burosu'nda üye ve başkan olarak çalışmıştır. Yöneticiliğinin yanında pedagoji, sosyoloji, psikoloji ve felsefe dersleri vermiş, sayıları 80'i aşan kitap ve 900 dolayında makale yazmış ya da çevirmiştir.
Eğitimi her şeyin üzerinde görmüş ve verdiği önemi şu sözleriyle vurgulamıştır: “Milletimizi kurtarabilmek için üç şeye ihtiyacımız var: Birincisi okul, ikincisi okul, üçüncüsü yine okul. Elimden gelse Anadolu'yu uyandırmak için bir taraftan okul açar, diğer taraftan engin dereler içinde, gök gürler gibi toplar atardım...”
Bu kitap, bu amaçların gerçekleşmesi için ömrünü Türk eğitimine adayan eğitimci, yazar ve yönetici bir insanın hayat hikayesidir. (Arka kapaktan)