#smrgSAHAF Hayy Bin Yakzan - 2024
Kapak Tasarım:
Füsun Turcan Elmasoğlu
Basıldığı Matbaa:
Melisa Matbaacılık
Dizi Adı:
Edebiyat
ISBN-10:
6257706629
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
136 s. renkli resimli
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Mehmet Hakkı Suçin
Resimleyen:
Volkan Sözbir
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199016997
403118
https://www.simurgkitabevi.com/hayy-bin-yakzan-2024-2
Hayy Bin Yakzan - 2024 #smrgSAHAF
0.00
Hayy bin Yakzan... Hay bin Yakzan…
Kaç kere bu ismi tekrar etsek her seferinde büyülenmiş gibi oluruz. İbn Tufeyl sanki daha baştan bu ismi vererek hem onu ölümsüzleştirmiş hem de benzerlerinden ayrıştırmıştır.
Benzerlerinden söz ettik ama o aslında tam bir benzersizdir. İlk olmak ve bu ilklikle sonsuza göz kırpmayı başarmıştır. Endülüs'ten doğuya ve batıya ebedi bir göz kırpıştır bu.
Orta Çağ tam da insanlığın kendi yönünü aradığı karanlık ile aydınlık isteği arasında çırpındığı bir dönemdir. İbn Tufeyl, dönemindeki kısır tartışmaların ötesine geçerek adeta insana yeni bir başlangıç düşüncesi önerir. Felsefi içeriği tabiat ile örüldüğü kadar saf dini duyuşun izleriyle doludur. Oto-didaktik karakteri, insana kendisi olma yollarını kurgu yoluyla da gösterir. Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan.
Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır.
Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor.
Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Kaç kere bu ismi tekrar etsek her seferinde büyülenmiş gibi oluruz. İbn Tufeyl sanki daha baştan bu ismi vererek hem onu ölümsüzleştirmiş hem de benzerlerinden ayrıştırmıştır.
Benzerlerinden söz ettik ama o aslında tam bir benzersizdir. İlk olmak ve bu ilklikle sonsuza göz kırpmayı başarmıştır. Endülüs'ten doğuya ve batıya ebedi bir göz kırpıştır bu.
Orta Çağ tam da insanlığın kendi yönünü aradığı karanlık ile aydınlık isteği arasında çırpındığı bir dönemdir. İbn Tufeyl, dönemindeki kısır tartışmaların ötesine geçerek adeta insana yeni bir başlangıç düşüncesi önerir. Felsefi içeriği tabiat ile örüldüğü kadar saf dini duyuşun izleriyle doludur. Oto-didaktik karakteri, insana kendisi olma yollarını kurgu yoluyla da gösterir. Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan.
Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır.
Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor.
Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Hayy bin Yakzan... Hay bin Yakzan…
Kaç kere bu ismi tekrar etsek her seferinde büyülenmiş gibi oluruz. İbn Tufeyl sanki daha baştan bu ismi vererek hem onu ölümsüzleştirmiş hem de benzerlerinden ayrıştırmıştır.
Benzerlerinden söz ettik ama o aslında tam bir benzersizdir. İlk olmak ve bu ilklikle sonsuza göz kırpmayı başarmıştır. Endülüs'ten doğuya ve batıya ebedi bir göz kırpıştır bu.
Orta Çağ tam da insanlığın kendi yönünü aradığı karanlık ile aydınlık isteği arasında çırpındığı bir dönemdir. İbn Tufeyl, dönemindeki kısır tartışmaların ötesine geçerek adeta insana yeni bir başlangıç düşüncesi önerir. Felsefi içeriği tabiat ile örüldüğü kadar saf dini duyuşun izleriyle doludur. Oto-didaktik karakteri, insana kendisi olma yollarını kurgu yoluyla da gösterir. Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan.
Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır.
Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor.
Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Kaç kere bu ismi tekrar etsek her seferinde büyülenmiş gibi oluruz. İbn Tufeyl sanki daha baştan bu ismi vererek hem onu ölümsüzleştirmiş hem de benzerlerinden ayrıştırmıştır.
Benzerlerinden söz ettik ama o aslında tam bir benzersizdir. İlk olmak ve bu ilklikle sonsuza göz kırpmayı başarmıştır. Endülüs'ten doğuya ve batıya ebedi bir göz kırpıştır bu.
Orta Çağ tam da insanlığın kendi yönünü aradığı karanlık ile aydınlık isteği arasında çırpındığı bir dönemdir. İbn Tufeyl, dönemindeki kısır tartışmaların ötesine geçerek adeta insana yeni bir başlangıç düşüncesi önerir. Felsefi içeriği tabiat ile örüldüğü kadar saf dini duyuşun izleriyle doludur. Oto-didaktik karakteri, insana kendisi olma yollarını kurgu yoluyla da gösterir. Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan.
Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır.
Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor.
Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.