Platon'un siyasi seçkincilik düşüncesi, aristokratik yönetim fikrine götürür. Seçkinlerin görevi, bilim yaparak siyasal ahlaksal ilkeleri tesis etmek, bu sayede halkı eğitmek ve yönetmektir. Geri kalanların erdemi ise itaat etmektir. Yöneticilerin filozof ya da filozofların yönetici olması gerekir.
Aristoteles'e göre en yüksek ‘iyi' mutluluktur. O, ancak iyi bir toplumsal, siyasal sistemde gerçekleşebilir. Ancak bütün insanlar için tek bir mutluluk yoktur. Aristoteles mutluluğu, ‘Ruhun erdeme uygun etkinliği' olarak tanımlar. İyi ve mutlu bir hayat için birden fazla şey gerekir. Platon ve Kiniklerden farklı olarak Platon, mutlu olmak için gerekli olan maddi şeyin ‘ölçülü zenginlik', manevi şeyin ise dostluk ve sevgi olduğunu öne sürer.
İyi bir toplumsal, siyasal düzenin, iyi bir bireysel, kişisel ahlak için yararlı, hatta gerekli olduğu görüşü makul bir görüştür. Ancak bu durumun tehlikesi şudur ki, ahlak sorununu siyaset sorununa indirgemek gibi bir hataya düşülebilir. Yani kötü bir toplumsal, siyasal sistemde iyi bir ahlaksal yaşam sürmenin imkansızlaşması düşünülebilir. Nitekim Platon ve Aristoteles'in yaşadıkları siyasal, toplumsal sistemin hiç ideal bir sistem olduğu söylenemez. Bu durum kendi iddiaları ile çelişir.
Platon'un siyasi seçkincilik düşüncesi, aristokratik yönetim fikrine götürür. Seçkinlerin görevi, bilim yaparak siyasal ahlaksal ilkeleri tesis etmek, bu sayede halkı eğitmek ve yönetmektir. Geri kalanların erdemi ise itaat etmektir. Yöneticilerin filozof ya da filozofların yönetici olması gerekir.
Aristoteles'e göre en yüksek ‘iyi' mutluluktur. O, ancak iyi bir toplumsal, siyasal sistemde gerçekleşebilir. Ancak bütün insanlar için tek bir mutluluk yoktur. Aristoteles mutluluğu, ‘Ruhun erdeme uygun etkinliği' olarak tanımlar. İyi ve mutlu bir hayat için birden fazla şey gerekir. Platon ve Kiniklerden farklı olarak Platon, mutlu olmak için gerekli olan maddi şeyin ‘ölçülü zenginlik', manevi şeyin ise dostluk ve sevgi olduğunu öne sürer.
İyi bir toplumsal, siyasal düzenin, iyi bir bireysel, kişisel ahlak için yararlı, hatta gerekli olduğu görüşü makul bir görüştür. Ancak bu durumun tehlikesi şudur ki, ahlak sorununu siyaset sorununa indirgemek gibi bir hataya düşülebilir. Yani kötü bir toplumsal, siyasal sistemde iyi bir ahlaksal yaşam sürmenin imkansızlaşması düşünülebilir. Nitekim Platon ve Aristoteles'in yaşadıkları siyasal, toplumsal sistemin hiç ideal bir sistem olduğu söylenemez. Bu durum kendi iddiaları ile çelişir.