#smrgKİTABEVİ Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Tarcan Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6258123821
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
460
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
203,00
Havale/EFT ile:
196,91
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199223267
611908
https://www.simurgkitabevi.com/haz-ve-gunah-bir-tanpinar-yorumu-2024
Haz ve Günah: Bir Tanpınar Yorumu - 2024 #smrgKİTABEVİ
203.00
Bir yazarı belirli kalıplara hapsetme, onun dilini ve düşüncesini sabitleme ve sınırlama arzusu, edebiyat tarihçilerinin düştüğü büyük yanılgılardan biridir. Oysa daha derin katmanlarda dil, psikoloji, rüya, imge ve sembol bir yazarın üslubunda olgunlaşarak zengin çağrışımlarıyla insan aklının koyduğu bütün sınırları ortadan kaldırır.
İbrahim Şahin, “Haz ve Günah'ta, gerçekliği muhayyilesinin imkânlarıyla değiştiren ve oradan yepyeni anlamlar çıkaran bir Tanpınar portresi inşa eder. Tanpınar bilincinin eşya ile ilişkisi müziğin, resmin, heykelin ve edebiyatın zengin sembolik değerleriyle estetize olur. Sanatın felsefe ve psikolojiden beslenen tarafları varlıkla bağını yeniden tesis eder. Varlıktaki boşluklar, aralıklar ve bizde uyandırdığı mesafe duygusu hesaba katılmadan Tanpınar'daki tamlık ve bütünlük arzusu anlaşılamaz. Tanpınar'ın poetikasında dilin mitik anlamı inşa etme çabası söz konusu arzuyla ilgilidir. Dil dönüşerek ve değişerek insan bilincinin mite ve sembole olan ihtiyacını karşılar.
Muhteşem hazlarla bezenmiş sanatçı muhayyilesi veya mistiğin duyduğu “ürperişler” esasen aynı yöne bakar, nesneleri ortaktır ve bir zıtlık içermezler. Hayata dışarıdan bakanlar eşyada bir uyumsuzluk görürler. Hâlbuki sanatsal bakış her yerde aynı bütünlüğü görür ve gösterir. Hiçbir sansür uygulamadan varlığı temaşa eden Tanpınar'ın bakışı da buna dâhildir.
Edebî eserlerinde hangi konuyu ele alırsa alsın dilin imkânlarıyla kurduğu ilişki, okuyucuyu da kendi üzerinde düşünmeye sevk eder. Belki de Tanpınar, emsalsiz hazların yazarı olarak keşfettiği lezzetleri bize de fark ettirmek isterken aslında henüz “ol'mamışlığımızı” ve “eksikliğimizi” vurgulamaktadır.
İbrahim Şahin, “Haz ve Günah'ta, gerçekliği muhayyilesinin imkânlarıyla değiştiren ve oradan yepyeni anlamlar çıkaran bir Tanpınar portresi inşa eder. Tanpınar bilincinin eşya ile ilişkisi müziğin, resmin, heykelin ve edebiyatın zengin sembolik değerleriyle estetize olur. Sanatın felsefe ve psikolojiden beslenen tarafları varlıkla bağını yeniden tesis eder. Varlıktaki boşluklar, aralıklar ve bizde uyandırdığı mesafe duygusu hesaba katılmadan Tanpınar'daki tamlık ve bütünlük arzusu anlaşılamaz. Tanpınar'ın poetikasında dilin mitik anlamı inşa etme çabası söz konusu arzuyla ilgilidir. Dil dönüşerek ve değişerek insan bilincinin mite ve sembole olan ihtiyacını karşılar.
Muhteşem hazlarla bezenmiş sanatçı muhayyilesi veya mistiğin duyduğu “ürperişler” esasen aynı yöne bakar, nesneleri ortaktır ve bir zıtlık içermezler. Hayata dışarıdan bakanlar eşyada bir uyumsuzluk görürler. Hâlbuki sanatsal bakış her yerde aynı bütünlüğü görür ve gösterir. Hiçbir sansür uygulamadan varlığı temaşa eden Tanpınar'ın bakışı da buna dâhildir.
Edebî eserlerinde hangi konuyu ele alırsa alsın dilin imkânlarıyla kurduğu ilişki, okuyucuyu da kendi üzerinde düşünmeye sevk eder. Belki de Tanpınar, emsalsiz hazların yazarı olarak keşfettiği lezzetleri bize de fark ettirmek isterken aslında henüz “ol'mamışlığımızı” ve “eksikliğimizi” vurgulamaktadır.
Bir yazarı belirli kalıplara hapsetme, onun dilini ve düşüncesini sabitleme ve sınırlama arzusu, edebiyat tarihçilerinin düştüğü büyük yanılgılardan biridir. Oysa daha derin katmanlarda dil, psikoloji, rüya, imge ve sembol bir yazarın üslubunda olgunlaşarak zengin çağrışımlarıyla insan aklının koyduğu bütün sınırları ortadan kaldırır.
İbrahim Şahin, “Haz ve Günah'ta, gerçekliği muhayyilesinin imkânlarıyla değiştiren ve oradan yepyeni anlamlar çıkaran bir Tanpınar portresi inşa eder. Tanpınar bilincinin eşya ile ilişkisi müziğin, resmin, heykelin ve edebiyatın zengin sembolik değerleriyle estetize olur. Sanatın felsefe ve psikolojiden beslenen tarafları varlıkla bağını yeniden tesis eder. Varlıktaki boşluklar, aralıklar ve bizde uyandırdığı mesafe duygusu hesaba katılmadan Tanpınar'daki tamlık ve bütünlük arzusu anlaşılamaz. Tanpınar'ın poetikasında dilin mitik anlamı inşa etme çabası söz konusu arzuyla ilgilidir. Dil dönüşerek ve değişerek insan bilincinin mite ve sembole olan ihtiyacını karşılar.
Muhteşem hazlarla bezenmiş sanatçı muhayyilesi veya mistiğin duyduğu “ürperişler” esasen aynı yöne bakar, nesneleri ortaktır ve bir zıtlık içermezler. Hayata dışarıdan bakanlar eşyada bir uyumsuzluk görürler. Hâlbuki sanatsal bakış her yerde aynı bütünlüğü görür ve gösterir. Hiçbir sansür uygulamadan varlığı temaşa eden Tanpınar'ın bakışı da buna dâhildir.
Edebî eserlerinde hangi konuyu ele alırsa alsın dilin imkânlarıyla kurduğu ilişki, okuyucuyu da kendi üzerinde düşünmeye sevk eder. Belki de Tanpınar, emsalsiz hazların yazarı olarak keşfettiği lezzetleri bize de fark ettirmek isterken aslında henüz “ol'mamışlığımızı” ve “eksikliğimizi” vurgulamaktadır.
İbrahim Şahin, “Haz ve Günah'ta, gerçekliği muhayyilesinin imkânlarıyla değiştiren ve oradan yepyeni anlamlar çıkaran bir Tanpınar portresi inşa eder. Tanpınar bilincinin eşya ile ilişkisi müziğin, resmin, heykelin ve edebiyatın zengin sembolik değerleriyle estetize olur. Sanatın felsefe ve psikolojiden beslenen tarafları varlıkla bağını yeniden tesis eder. Varlıktaki boşluklar, aralıklar ve bizde uyandırdığı mesafe duygusu hesaba katılmadan Tanpınar'daki tamlık ve bütünlük arzusu anlaşılamaz. Tanpınar'ın poetikasında dilin mitik anlamı inşa etme çabası söz konusu arzuyla ilgilidir. Dil dönüşerek ve değişerek insan bilincinin mite ve sembole olan ihtiyacını karşılar.
Muhteşem hazlarla bezenmiş sanatçı muhayyilesi veya mistiğin duyduğu “ürperişler” esasen aynı yöne bakar, nesneleri ortaktır ve bir zıtlık içermezler. Hayata dışarıdan bakanlar eşyada bir uyumsuzluk görürler. Hâlbuki sanatsal bakış her yerde aynı bütünlüğü görür ve gösterir. Hiçbir sansür uygulamadan varlığı temaşa eden Tanpınar'ın bakışı da buna dâhildir.
Edebî eserlerinde hangi konuyu ele alırsa alsın dilin imkânlarıyla kurduğu ilişki, okuyucuyu da kendi üzerinde düşünmeye sevk eder. Belki de Tanpınar, emsalsiz hazların yazarı olarak keşfettiği lezzetleri bize de fark ettirmek isterken aslında henüz “ol'mamışlığımızı” ve “eksikliğimizi” vurgulamaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.