#smrgKİTABEVİ Hegel Felsefesine Giriş - 2021

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Şefik Matbaası
Dizi Adı:
Cogito
ISBN-10:
9789750802324
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199175451
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
284 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2021
Çeviren:
Selahattin Hilav
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199175451
561556
Hegel Felsefesine Giriş -        2021
Hegel Felsefesine Giriş - 2021 #smrgKİTABEVİ
0.00
1902'de Moskova'da doğan, on dört yaşında bir Felsefe Günlüğü tutmaya başlayan Kojève, "Bilgenin oynadığı rol, dümdüz ve uçsuz bucaksız bir aynanın oynadığı roldür: Gerçek üzerine derin düşüncelere dalmaz o, ama Gerçek ona yansır, onun bilincinde yansır ve kendine özgü diyalektik yapısı içinde Bilgenin betimleyici söylemiyle kendini açığa vurur (ve bu betimleyici söylem, Gerçeği çarpıtmaz)."

"Hegel, dinleyici-filozof-tarihçilerin ilkiydi. Ve bundan ötürü, bir felsefi yöntem olarak düşünülen Diyalektiği bir yana bırakabildi. Böylece, tarih boyunca gerçekleşen diyalektiği, gözlemlemekle ve betimlemekle yetindi ve kendine özgü bir diyalektik ortaya koyma gereksinimi duymadı. Bu diyalektik ya da Filozofların 'diyaloğu', ondan önce gerçekleşmişti. Dolayısıyla Hegel'in, bu diyalektiğin 'deneyimini' yaşamaktan ve sentezleşmiş son sonucunu tutarlı bir söylemle betimlemekten başka yapacağı bir şey yoktu."

Hegel'deki varoluşçu yanı ilk kez seslendiren, onun yönteminin diyalektik değil betimleyici olduğunu ısrarla belirten Alexandre Kojeve, geleneksel felsefi yaklaşımların ötesinde bir değerlendirmeyle soluk kesiyor.

Sovyet Devrimi'nden sonra Rusya'yı terk ederek Almanya'da yaşamaya başladı. Var-Olmayan kavramını, Roma'ya yaptığı bir gezi sırasında gördüğü İtalyan Rönesansı resim ürünlerine 1920-21 yıllarında uygulamaya yöneldi. Sanat üzerinde düşünmesi, döneminin kültüründeki estetik devrimleri, dışavurumcu sinemayı, soyut resmi irdelemesine ve amcası Vladimir Kandinski'yle bu konularda diyaloglara girmesine yol açtı. Kojève, bilimlerin tarihini irdelemeye Koyré sayesinde yöneldi ve hem fizik hem de matematik bilimleri alanındaki derin bilgisine felsefi bir anlam ve boyut kazandırabildi. Ama Kojève'in düşünsel gelişiminde asıl önemli olan, Koyré'nin ona, tarihin sonu kavramının, içinden çıkılmaz bir mantıksal sorun olduğunu açıklamasıydı.

Konferanslarını ve derslerini, R. Aron, G. Bataille, A. Koyré, J. Lacan, E. Weil, G. Fessart, R. Queneau, R. Polin, L. Corbin, M. Merleau-Ponty, A. Adler, R. Kaufmann, J. Desanti gibi önemli bilgin, düşünür ve yazarlar izlemiş ve L.-Strauss, P. Kolossowski, A. Breton, J.-P. Sartre, S. de Beauvoir, F. Fukuyama da, onun tezlerinden esinlenmişti. Kojève alışılmadık bir felsefi tutum göstererek "tümel" ve "türdeş" devletin somutlaştırılmasına kendini adamak için felsefe dünyasından çekilmiş, kırk üç yaşından 1968'deki ölümüne kadar Fransız Ekonomi Bakanlığı'nın Dış Ekonomik İlişkiler Yönetimi'nde danışman olarak çalışmayı seçmiş ve Fransa'nın dış ekonomik politikasını perde arkasından yönetmiştir.

Hegel'deki varoluşçu yanı ilk kez seslendiren, onun yönteminin diyalektik değil betimleyici olduğunu ısrarla belirten Alexandre Kojève, geleneksel felsefi yaklaşımların ötesinde bir değerlendirmeyle soluk kesiyor. Böylece, Hegel'i yeniden yorumluyor, düşünceleriyle, kişiliğiyle yepyeni bir Hegel portresi çiziyor.

Selahattin Hilav'ın, Kojève'in ünlü Hegel'i Okumaya Giriş adlı kitabından seçerek yetkin ve titiz bir çalışma sonucunda Türkçeye kazandırdığı metinler, okura felsefe tarihinin en güç anlaşılan filozofu sayılabilecek Hegel'in "ruhuna" yaklaşma olanağı sunuyor.

1902'de Moskova'da doğan, on dört yaşında bir Felsefe Günlüğü tutmaya başlayan Kojève, "Bilgenin oynadığı rol, dümdüz ve uçsuz bucaksız bir aynanın oynadığı roldür: Gerçek üzerine derin düşüncelere dalmaz o, ama Gerçek ona yansır, onun bilincinde yansır ve kendine özgü diyalektik yapısı içinde Bilgenin betimleyici söylemiyle kendini açığa vurur (ve bu betimleyici söylem, Gerçeği çarpıtmaz)."

"Hegel, dinleyici-filozof-tarihçilerin ilkiydi. Ve bundan ötürü, bir felsefi yöntem olarak düşünülen Diyalektiği bir yana bırakabildi. Böylece, tarih boyunca gerçekleşen diyalektiği, gözlemlemekle ve betimlemekle yetindi ve kendine özgü bir diyalektik ortaya koyma gereksinimi duymadı. Bu diyalektik ya da Filozofların 'diyaloğu', ondan önce gerçekleşmişti. Dolayısıyla Hegel'in, bu diyalektiğin 'deneyimini' yaşamaktan ve sentezleşmiş son sonucunu tutarlı bir söylemle betimlemekten başka yapacağı bir şey yoktu."

Hegel'deki varoluşçu yanı ilk kez seslendiren, onun yönteminin diyalektik değil betimleyici olduğunu ısrarla belirten Alexandre Kojeve, geleneksel felsefi yaklaşımların ötesinde bir değerlendirmeyle soluk kesiyor.

Sovyet Devrimi'nden sonra Rusya'yı terk ederek Almanya'da yaşamaya başladı. Var-Olmayan kavramını, Roma'ya yaptığı bir gezi sırasında gördüğü İtalyan Rönesansı resim ürünlerine 1920-21 yıllarında uygulamaya yöneldi. Sanat üzerinde düşünmesi, döneminin kültüründeki estetik devrimleri, dışavurumcu sinemayı, soyut resmi irdelemesine ve amcası Vladimir Kandinski'yle bu konularda diyaloglara girmesine yol açtı. Kojève, bilimlerin tarihini irdelemeye Koyré sayesinde yöneldi ve hem fizik hem de matematik bilimleri alanındaki derin bilgisine felsefi bir anlam ve boyut kazandırabildi. Ama Kojève'in düşünsel gelişiminde asıl önemli olan, Koyré'nin ona, tarihin sonu kavramının, içinden çıkılmaz bir mantıksal sorun olduğunu açıklamasıydı.

Konferanslarını ve derslerini, R. Aron, G. Bataille, A. Koyré, J. Lacan, E. Weil, G. Fessart, R. Queneau, R. Polin, L. Corbin, M. Merleau-Ponty, A. Adler, R. Kaufmann, J. Desanti gibi önemli bilgin, düşünür ve yazarlar izlemiş ve L.-Strauss, P. Kolossowski, A. Breton, J.-P. Sartre, S. de Beauvoir, F. Fukuyama da, onun tezlerinden esinlenmişti. Kojève alışılmadık bir felsefi tutum göstererek "tümel" ve "türdeş" devletin somutlaştırılmasına kendini adamak için felsefe dünyasından çekilmiş, kırk üç yaşından 1968'deki ölümüne kadar Fransız Ekonomi Bakanlığı'nın Dış Ekonomik İlişkiler Yönetimi'nde danışman olarak çalışmayı seçmiş ve Fransa'nın dış ekonomik politikasını perde arkasından yönetmiştir.

Hegel'deki varoluşçu yanı ilk kez seslendiren, onun yönteminin diyalektik değil betimleyici olduğunu ısrarla belirten Alexandre Kojève, geleneksel felsefi yaklaşımların ötesinde bir değerlendirmeyle soluk kesiyor. Böylece, Hegel'i yeniden yorumluyor, düşünceleriyle, kişiliğiyle yepyeni bir Hegel portresi çiziyor.

Selahattin Hilav'ın, Kojève'in ünlü Hegel'i Okumaya Giriş adlı kitabından seçerek yetkin ve titiz bir çalışma sonucunda Türkçeye kazandırdığı metinler, okura felsefe tarihinin en güç anlaşılan filozofu sayılabilecek Hegel'in "ruhuna" yaklaşma olanağı sunuyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat