Sovyet Bloku'nun çöküşünü, kapitalizmin son evresinde gerçekleşen dönüşümle birlikte meydana çıkan yeni sosyal ve politik kimliklerin ilişkilerini, temellerini hızla yitiren sol tasavvurun çalkantılarını etkili bir biçimde ve yeni bir bakış açısıyla dile getiren Laclau ve Mouffe, "post-Marksizm" tartışmalarını ateşleyen isimler. Marksizmin ekonomik determinizm kestirmeciliğine ve sınıf mücadelesinin, toplumsal karşıtlık alanlarının merkezine oturtulmasına karşı çıkan ikili, tüm karşıtlıkların özgürce ifade edilebildiği, zıt güçlerin birlikteliğini mümkün kılan bir çoğulculuğu ön plana çıkarıyorlar.
Klasik karşıtlıklara çoğulcu bir yaklaşım getiren ve hegemonya ilişkilerini, günümüzün toplumsal çatışmaları bağlamında kavramamızın yolunu açan bu başyapıt, tüm zamanların sorularına "zamanı aşan" cevaplar sunuyor. (Arka kapaktan)
Sovyet Bloku'nun çöküşünü, kapitalizmin son evresinde gerçekleşen dönüşümle birlikte meydana çıkan yeni sosyal ve politik kimliklerin ilişkilerini, temellerini hızla yitiren sol tasavvurun çalkantılarını etkili bir biçimde ve yeni bir bakış açısıyla dile getiren Laclau ve Mouffe, "post-Marksizm" tartışmalarını ateşleyen isimler. Marksizmin ekonomik determinizm kestirmeciliğine ve sınıf mücadelesinin, toplumsal karşıtlık alanlarının merkezine oturtulmasına karşı çıkan ikili, tüm karşıtlıkların özgürce ifade edilebildiği, zıt güçlerin birlikteliğini mümkün kılan bir çoğulculuğu ön plana çıkarıyorlar.
Klasik karşıtlıklara çoğulcu bir yaklaşım getiren ve hegemonya ilişkilerini, günümüzün toplumsal çatışmaları bağlamında kavramamızın yolunu açan bu başyapıt, tüm zamanların sorularına "zamanı aşan" cevaplar sunuyor. (Arka kapaktan)