#smrgKİTABEVİ Herodot'la Yolculuklar -
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Sena Ofset
Dizi Adı:
Belgesel-Edebiyat
ISBN-10:
9786054630288
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
264 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015
Çeviren:
Osman Fırat Baş
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
88,75
Havale/EFT ile:
86,09
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199175887
561992
https://www.simurgkitabevi.com/herodotla-yolculuklar
Herodot'la Yolculuklar - #smrgKİTABEVİ
88.75
Herodot çözümsüz bir ikileme dolanıp kalmıştır: Bir yandan yaşamını tarihsel gerçeği koruma, “insanoğlunun yaptıkları zamanla unutulmasın” çabasına adar, diğer yandan araştırmalarında ana kaynak gerçek tarih değil, ama başkaları tarafından anlatılmış olan, yani anlatıcılarına sanki öyleymiş gibi gelmiş olan, demek ki seçicilikle hatırlanan ve belli bir niyetle sunulan tarihtir. Tek kelimeyle: Bu, nesnel tarih değil, ama konuştuğu kişilerin olmasını istedikleri gibi bir tarihtir. Ve çelişkiden çıkış yoktur.
Onu azaltmaya ya da hafifletmeye çalışabiliriz, ama mükemmeline hiç erişemeyeceğiz. Bu öznel faktör, onun oradaki deforme edici varlığı, silinmez olarak kalacak. Herodot da bunun bilincindedir ve o yüzden “böyle diyorlar”, “bunu söylüyorlar”, “bunu farklı farklı anlatıyorlar” diyerek sürekli uyarır. Bu yüzden, ideal anlamda işimiz asla gerçek tarihle değil ama hep anlatılmış, sunulmuş, birinin “öyle olmuştur diye” düşündüğü, öyle olmuş olduğuna inandığı tarihledir.
Onu azaltmaya ya da hafifletmeye çalışabiliriz, ama mükemmeline hiç erişemeyeceğiz. Bu öznel faktör, onun oradaki deforme edici varlığı, silinmez olarak kalacak. Herodot da bunun bilincindedir ve o yüzden “böyle diyorlar”, “bunu söylüyorlar”, “bunu farklı farklı anlatıyorlar” diyerek sürekli uyarır. Bu yüzden, ideal anlamda işimiz asla gerçek tarihle değil ama hep anlatılmış, sunulmuş, birinin “öyle olmuştur diye” düşündüğü, öyle olmuş olduğuna inandığı tarihledir.
Bu gerçek belki de Herodot'un en büyük keşfidir.
Ve Kapuscinski son kitabı Herodot'la Yolculuklar'da okuyucusunu işte böylesi bir keşfe davet eder.
Herodot çözümsüz bir ikileme dolanıp kalmıştır: Bir yandan yaşamını tarihsel gerçeği koruma, “insanoğlunun yaptıkları zamanla unutulmasın” çabasına adar, diğer yandan araştırmalarında ana kaynak gerçek tarih değil, ama başkaları tarafından anlatılmış olan, yani anlatıcılarına sanki öyleymiş gibi gelmiş olan, demek ki seçicilikle hatırlanan ve belli bir niyetle sunulan tarihtir. Tek kelimeyle: Bu, nesnel tarih değil, ama konuştuğu kişilerin olmasını istedikleri gibi bir tarihtir. Ve çelişkiden çıkış yoktur.
Onu azaltmaya ya da hafifletmeye çalışabiliriz, ama mükemmeline hiç erişemeyeceğiz. Bu öznel faktör, onun oradaki deforme edici varlığı, silinmez olarak kalacak. Herodot da bunun bilincindedir ve o yüzden “böyle diyorlar”, “bunu söylüyorlar”, “bunu farklı farklı anlatıyorlar” diyerek sürekli uyarır. Bu yüzden, ideal anlamda işimiz asla gerçek tarihle değil ama hep anlatılmış, sunulmuş, birinin “öyle olmuştur diye” düşündüğü, öyle olmuş olduğuna inandığı tarihledir.
Onu azaltmaya ya da hafifletmeye çalışabiliriz, ama mükemmeline hiç erişemeyeceğiz. Bu öznel faktör, onun oradaki deforme edici varlığı, silinmez olarak kalacak. Herodot da bunun bilincindedir ve o yüzden “böyle diyorlar”, “bunu söylüyorlar”, “bunu farklı farklı anlatıyorlar” diyerek sürekli uyarır. Bu yüzden, ideal anlamda işimiz asla gerçek tarihle değil ama hep anlatılmış, sunulmuş, birinin “öyle olmuştur diye” düşündüğü, öyle olmuş olduğuna inandığı tarihledir.
Bu gerçek belki de Herodot'un en büyük keşfidir.
Ve Kapuscinski son kitabı Herodot'la Yolculuklar'da okuyucusunu işte böylesi bir keşfe davet eder.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.