#smrgKİTABEVİ Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü Sarıkamış -

Kondisyon:
Yeni
ISBN-10:
9786056612138
Stok Kodu:
1199188767
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
240 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199188767
574803
Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü Sarıkamış -
Hesabı Sorulamayan Bir Felaketin Hazin Öyküsü Sarıkamış - #smrgKİTABEVİ
0.00
Geri çekilme başladığında, hava birden bire bozmuştu. Önce hafif hafif başlayan kar yağışı giderek artmış rüzgarla karışık tipiye dönmüştü. Görüş mesafesi, sıfıra yakındı, geride kalan ve birliklerden kopanların kaybolması an meselesiydi. O nedenle, korku ve telaş bir kabus gibi çökmüştü askerlerin üzerine. Mola vermek askeri dinlendirmek de sakıncalıydı. Yalınkat giyimli askerlerin hareketsiz beklemesi, donma olaylarına neden olacaktı. Çekilme yürüyüşü kör bir çırpınışa dönmüştü. Atlar ve katırlar, yem torbalarına sokulu burunlarıyla kükreme sesleri ile huysuzlanarak yol alıyorlardı. Yol izleri, yağan kar nedeni ile belirsizleşmişti. Yolunu şaşırıp ayrı düşen askerleri bekleyen felaket, donarak ölmekti. O nedenle yolunu kaybedenler, ses çıkarmak yasak olmasına rağmen, çığlıklar atarak yardım istiyorlardı. Dere kenarlarında, bayır başlarında ayağını yanlış basıp yuvarlananlar, ölümün kucağına düşüyorlardı.
Geri çekilme başladığında, hava birden bire bozmuştu. Önce hafif hafif başlayan kar yağışı giderek artmış rüzgarla karışık tipiye dönmüştü. Görüş mesafesi, sıfıra yakındı, geride kalan ve birliklerden kopanların kaybolması an meselesiydi. O nedenle, korku ve telaş bir kabus gibi çökmüştü askerlerin üzerine. Mola vermek askeri dinlendirmek de sakıncalıydı. Yalınkat giyimli askerlerin hareketsiz beklemesi, donma olaylarına neden olacaktı. Çekilme yürüyüşü kör bir çırpınışa dönmüştü. Atlar ve katırlar, yem torbalarına sokulu burunlarıyla kükreme sesleri ile huysuzlanarak yol alıyorlardı. Yol izleri, yağan kar nedeni ile belirsizleşmişti. Yolunu şaşırıp ayrı düşen askerleri bekleyen felaket, donarak ölmekti. O nedenle yolunu kaybedenler, ses çıkarmak yasak olmasına rağmen, çığlıklar atarak yardım istiyorlardı. Dere kenarlarında, bayır başlarında ayağını yanlış basıp yuvarlananlar, ölümün kucağına düşüyorlardı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat