Yirmi yıl önce, Türkiye'nin 90'larında, kocası sokakta vurularak öldürülmüş bir Vanlı kadının sözleri bunlar. Acısını böyle tok sözlü karşılayan da var, hâlâ ağıt yakan da... '90'lı yılların savaşla, ölümlerle, işkenceyle, kayıplarla dolu mirasıyla yüzleşmek, sadece doğrudan mağdurlarının değil, bütün toplumun, her insanın sorunu olmalı. Bu araştırma, böyle bir yüzleşmenin zorluklarına, imkânlarına, araçlarına dair kapsamlı bir zemin etüdüdür. Hem teorik ve kavramsal, hem de saha koşullarını tarayan pratik bir zemin etüdü. Çatışmalı dönemlerin sonrasında adalet nasıl sağlanır? Cezalandırıcı ve onarıcı adalet kavramları hangi kapıları açar? Hakikat hakkı neden bir “hak”tır?
Geçmişle yüzleşmede mağdurların, tanıkların, hayatta kalanların konumları nedir? Faillerin, sorumluların, seyirci kalanların, bilmeyenlerin -hele bilebilecekleri halde bilmeyenlerin- konumları nedir? Hafıza, yas tutma, bağışlama, hınç ve küskünlük, siyasal dostluk, nasıl işler bu yüzleşmede? Yüzleşme, bağışlama, helalleşme nasıl mümkün olur?
Bütün bu soruların cevabını, teorinin ve dünya tecrübesinin birikimlerinin sağlamasını Muş'ta, Bitlis'te, Van'da, Hakkari'de, Şırnak'ta, Mardin'de, Batman'da, Diyarbakır'da yapan bir çalışma.
Nesrin Uçarlar
1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden lisans, 2000 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden yüksek lisans ve 2009 yılında Lund Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nden doktora derecesi aldı. 2010-2011 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yardımcı doçent olarak görev yaptı. Çağdaş siyaset felsefesi bağlamında ve iktidar, direniş, siyasallık ve adalet kavramları çerçevesinde Türkiye'deki Kürt meselesi üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Yirmi yıl önce, Türkiye'nin 90'larında, kocası sokakta vurularak öldürülmüş bir Vanlı kadının sözleri bunlar. Acısını böyle tok sözlü karşılayan da var, hâlâ ağıt yakan da... '90'lı yılların savaşla, ölümlerle, işkenceyle, kayıplarla dolu mirasıyla yüzleşmek, sadece doğrudan mağdurlarının değil, bütün toplumun, her insanın sorunu olmalı. Bu araştırma, böyle bir yüzleşmenin zorluklarına, imkânlarına, araçlarına dair kapsamlı bir zemin etüdüdür. Hem teorik ve kavramsal, hem de saha koşullarını tarayan pratik bir zemin etüdü. Çatışmalı dönemlerin sonrasında adalet nasıl sağlanır? Cezalandırıcı ve onarıcı adalet kavramları hangi kapıları açar? Hakikat hakkı neden bir “hak”tır?
Geçmişle yüzleşmede mağdurların, tanıkların, hayatta kalanların konumları nedir? Faillerin, sorumluların, seyirci kalanların, bilmeyenlerin -hele bilebilecekleri halde bilmeyenlerin- konumları nedir? Hafıza, yas tutma, bağışlama, hınç ve küskünlük, siyasal dostluk, nasıl işler bu yüzleşmede? Yüzleşme, bağışlama, helalleşme nasıl mümkün olur?
Bütün bu soruların cevabını, teorinin ve dünya tecrübesinin birikimlerinin sağlamasını Muş'ta, Bitlis'te, Van'da, Hakkari'de, Şırnak'ta, Mardin'de, Batman'da, Diyarbakır'da yapan bir çalışma.
Nesrin Uçarlar
1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden lisans, 2000 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden yüksek lisans ve 2009 yılında Lund Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü'nden doktora derecesi aldı. 2010-2011 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yardımcı doçent olarak görev yaptı. Çağdaş siyaset felsefesi bağlamında ve iktidar, direniş, siyasallık ve adalet kavramları çerçevesinde Türkiye'deki Kürt meselesi üzerine çalışmalar yapmaktadır.