#smrgKİTABEVİ Hikayeleriyle Anadolu'nun Anneanne Yemekleri - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253716349
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
21x28
Sayfa Sayısı:
250
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
300,00
Taksitli fiyat:
9 x 36,67
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199231296
618217
https://www.simurgkitabevi.com/hikayeleriyle-anadolunun-anneanne-yemekleri-2024
Hikayeleriyle Anadolu'nun Anneanne Yemekleri - 2024 #smrgKİTABEVİ
300.00
Büyük özveri ve emekle hazırlanan bu kitabı okuyanların bir yandan hiç bilmedikleri yemekleri öğrenirken bir yandan da anneannelerimizin bazen komik, bazen acıklı, bazen de çileli anılarıyla zaman zaman eğlenecek, zaman zaman duygulanacak, zaman zaman da kızgınlıklarına engel olamayacaklarına inanıyoruz.
Okuyucuların çoğu Samsunlu Satu Teyze'nin Nünükünü, Karabüklü Hanife Teyze'nin Kara Hevlesini, Kayserili Bahriye Teyze'nin Pırtımpırtını, Şırnaklı Halime Teyze'nin Kutılkını, Aydınlı Aynur Teyze'nin Maratasını, Maraşlı Fatma Teyze'nin Sulu Bezdirmecini, Muşlu Fatma Teyze'nin Çatçıngırını ve daha nicelerini belki de ilk defa duyacaklardır.
Öte yandan Erzurumlu Fatma Teyze'nin Barbunyalı Kesme Aşını ilk yaptığında tuzunu abarttığı için kimsenin yememesi ve çöpe dökmesi, Vanlı Fazilet Teyze'nin Çorti Aşının dibini tutturduğu hâlde kabul etmemesi ancak kimseyi inandıramaması gülümsemelerine sebep olacaktır. Hele Manisalı Hatice Teyze'nin İlan Pancarını ilk yaptığında pancarın zehrini almadan pişirdiği için yemeği yiyenlerin dillerinin kabarması nedeniyle üç dört gün yemek yiyemez olmalarını ve Ordulu Ünsiye Teyze'nin ısırgan toplarken ısırganların içine düşüp gün boyu kaşıntıdan her yerinin kabarmasını okuyunca sesli gülmelerine engel olamayacaklardır.
Ancak okuyucunun Çorumlu Müzeyyen Teyze'nin on üç yaşında evlendirilmesi ve bu da yetmezmiş gibi genç yaşta eşini kaybedince yedi çocukla bir başına kalmasını, Antalyalı Ayşe Teyze'nin ömrü boyunca doğduğu köy olan Korkuteli Avanda'dan hiç çıkmamasını, Filibeli Saniye Teyze'nin 1944 yılında zorunlu olarak Bulgaristan'dan Bursa'ya göç etmek zorunda kalmasını ve Urfalı Fehime Teyze ile Giresunlu Havva Teyze'nin evlat acılarını okuyunca gözyaşlarına hâkim olamayacakları kanaatindeyiz.
İster gelenek görenek deyin ister görgüsüzlük ya da kabalık deyin Kayserili Bahriye Teyze'nin öksüz diye kayınvalidesinden gördüğü zulmü, Samsunlu Emine Teyze'nin yazı pancarını ilk yaptığında baharatını çok koyduğu için babasından işittiği azarı ve Şırnaklı Halime Teyze'nin daha on üç yaşındayken babası yaşında biriyle evlendirilmeye kalkışılması okuyucunun sinirlerini hoplatacaktır.
Okuyucuların çoğu Samsunlu Satu Teyze'nin Nünükünü, Karabüklü Hanife Teyze'nin Kara Hevlesini, Kayserili Bahriye Teyze'nin Pırtımpırtını, Şırnaklı Halime Teyze'nin Kutılkını, Aydınlı Aynur Teyze'nin Maratasını, Maraşlı Fatma Teyze'nin Sulu Bezdirmecini, Muşlu Fatma Teyze'nin Çatçıngırını ve daha nicelerini belki de ilk defa duyacaklardır.
Öte yandan Erzurumlu Fatma Teyze'nin Barbunyalı Kesme Aşını ilk yaptığında tuzunu abarttığı için kimsenin yememesi ve çöpe dökmesi, Vanlı Fazilet Teyze'nin Çorti Aşının dibini tutturduğu hâlde kabul etmemesi ancak kimseyi inandıramaması gülümsemelerine sebep olacaktır. Hele Manisalı Hatice Teyze'nin İlan Pancarını ilk yaptığında pancarın zehrini almadan pişirdiği için yemeği yiyenlerin dillerinin kabarması nedeniyle üç dört gün yemek yiyemez olmalarını ve Ordulu Ünsiye Teyze'nin ısırgan toplarken ısırganların içine düşüp gün boyu kaşıntıdan her yerinin kabarmasını okuyunca sesli gülmelerine engel olamayacaklardır.
Ancak okuyucunun Çorumlu Müzeyyen Teyze'nin on üç yaşında evlendirilmesi ve bu da yetmezmiş gibi genç yaşta eşini kaybedince yedi çocukla bir başına kalmasını, Antalyalı Ayşe Teyze'nin ömrü boyunca doğduğu köy olan Korkuteli Avanda'dan hiç çıkmamasını, Filibeli Saniye Teyze'nin 1944 yılında zorunlu olarak Bulgaristan'dan Bursa'ya göç etmek zorunda kalmasını ve Urfalı Fehime Teyze ile Giresunlu Havva Teyze'nin evlat acılarını okuyunca gözyaşlarına hâkim olamayacakları kanaatindeyiz.
İster gelenek görenek deyin ister görgüsüzlük ya da kabalık deyin Kayserili Bahriye Teyze'nin öksüz diye kayınvalidesinden gördüğü zulmü, Samsunlu Emine Teyze'nin yazı pancarını ilk yaptığında baharatını çok koyduğu için babasından işittiği azarı ve Şırnaklı Halime Teyze'nin daha on üç yaşındayken babası yaşında biriyle evlendirilmeye kalkışılması okuyucunun sinirlerini hoplatacaktır.
Büyük özveri ve emekle hazırlanan bu kitabı okuyanların bir yandan hiç bilmedikleri yemekleri öğrenirken bir yandan da anneannelerimizin bazen komik, bazen acıklı, bazen de çileli anılarıyla zaman zaman eğlenecek, zaman zaman duygulanacak, zaman zaman da kızgınlıklarına engel olamayacaklarına inanıyoruz.
Okuyucuların çoğu Samsunlu Satu Teyze'nin Nünükünü, Karabüklü Hanife Teyze'nin Kara Hevlesini, Kayserili Bahriye Teyze'nin Pırtımpırtını, Şırnaklı Halime Teyze'nin Kutılkını, Aydınlı Aynur Teyze'nin Maratasını, Maraşlı Fatma Teyze'nin Sulu Bezdirmecini, Muşlu Fatma Teyze'nin Çatçıngırını ve daha nicelerini belki de ilk defa duyacaklardır.
Öte yandan Erzurumlu Fatma Teyze'nin Barbunyalı Kesme Aşını ilk yaptığında tuzunu abarttığı için kimsenin yememesi ve çöpe dökmesi, Vanlı Fazilet Teyze'nin Çorti Aşının dibini tutturduğu hâlde kabul etmemesi ancak kimseyi inandıramaması gülümsemelerine sebep olacaktır. Hele Manisalı Hatice Teyze'nin İlan Pancarını ilk yaptığında pancarın zehrini almadan pişirdiği için yemeği yiyenlerin dillerinin kabarması nedeniyle üç dört gün yemek yiyemez olmalarını ve Ordulu Ünsiye Teyze'nin ısırgan toplarken ısırganların içine düşüp gün boyu kaşıntıdan her yerinin kabarmasını okuyunca sesli gülmelerine engel olamayacaklardır.
Ancak okuyucunun Çorumlu Müzeyyen Teyze'nin on üç yaşında evlendirilmesi ve bu da yetmezmiş gibi genç yaşta eşini kaybedince yedi çocukla bir başına kalmasını, Antalyalı Ayşe Teyze'nin ömrü boyunca doğduğu köy olan Korkuteli Avanda'dan hiç çıkmamasını, Filibeli Saniye Teyze'nin 1944 yılında zorunlu olarak Bulgaristan'dan Bursa'ya göç etmek zorunda kalmasını ve Urfalı Fehime Teyze ile Giresunlu Havva Teyze'nin evlat acılarını okuyunca gözyaşlarına hâkim olamayacakları kanaatindeyiz.
İster gelenek görenek deyin ister görgüsüzlük ya da kabalık deyin Kayserili Bahriye Teyze'nin öksüz diye kayınvalidesinden gördüğü zulmü, Samsunlu Emine Teyze'nin yazı pancarını ilk yaptığında baharatını çok koyduğu için babasından işittiği azarı ve Şırnaklı Halime Teyze'nin daha on üç yaşındayken babası yaşında biriyle evlendirilmeye kalkışılması okuyucunun sinirlerini hoplatacaktır.
Okuyucuların çoğu Samsunlu Satu Teyze'nin Nünükünü, Karabüklü Hanife Teyze'nin Kara Hevlesini, Kayserili Bahriye Teyze'nin Pırtımpırtını, Şırnaklı Halime Teyze'nin Kutılkını, Aydınlı Aynur Teyze'nin Maratasını, Maraşlı Fatma Teyze'nin Sulu Bezdirmecini, Muşlu Fatma Teyze'nin Çatçıngırını ve daha nicelerini belki de ilk defa duyacaklardır.
Öte yandan Erzurumlu Fatma Teyze'nin Barbunyalı Kesme Aşını ilk yaptığında tuzunu abarttığı için kimsenin yememesi ve çöpe dökmesi, Vanlı Fazilet Teyze'nin Çorti Aşının dibini tutturduğu hâlde kabul etmemesi ancak kimseyi inandıramaması gülümsemelerine sebep olacaktır. Hele Manisalı Hatice Teyze'nin İlan Pancarını ilk yaptığında pancarın zehrini almadan pişirdiği için yemeği yiyenlerin dillerinin kabarması nedeniyle üç dört gün yemek yiyemez olmalarını ve Ordulu Ünsiye Teyze'nin ısırgan toplarken ısırganların içine düşüp gün boyu kaşıntıdan her yerinin kabarmasını okuyunca sesli gülmelerine engel olamayacaklardır.
Ancak okuyucunun Çorumlu Müzeyyen Teyze'nin on üç yaşında evlendirilmesi ve bu da yetmezmiş gibi genç yaşta eşini kaybedince yedi çocukla bir başına kalmasını, Antalyalı Ayşe Teyze'nin ömrü boyunca doğduğu köy olan Korkuteli Avanda'dan hiç çıkmamasını, Filibeli Saniye Teyze'nin 1944 yılında zorunlu olarak Bulgaristan'dan Bursa'ya göç etmek zorunda kalmasını ve Urfalı Fehime Teyze ile Giresunlu Havva Teyze'nin evlat acılarını okuyunca gözyaşlarına hâkim olamayacakları kanaatindeyiz.
İster gelenek görenek deyin ister görgüsüzlük ya da kabalık deyin Kayserili Bahriye Teyze'nin öksüz diye kayınvalidesinden gördüğü zulmü, Samsunlu Emine Teyze'nin yazı pancarını ilk yaptığında baharatını çok koyduğu için babasından işittiği azarı ve Şırnaklı Halime Teyze'nin daha on üç yaşındayken babası yaşında biriyle evlendirilmeye kalkışılması okuyucunun sinirlerini hoplatacaktır.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
QNB Finansbank Kartları
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | 156,00 | 312,00 |
3 | 106,00 | 318,00 |
6 | 54,00 | 324,00 |
9 | 36,67 | 330,00 |
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.