#smrgKİTABEVİ Hindistan Türk Tarihi - 2024
Ak Hunları müteakip 7. yüzyılın sonlarından itibaren, daha çok kuzeydeki dağlık kesime çekilmek zorunda kalan Türk zümreleri İslâm kaynaklarında da yer almaktadır. Bunlar Türk Şahiler, Kalaçlar, Karluk Kağanlığı vb. devletlerdir. Bunlar Gazneliler dönemine kadar varlıklarını koruyacaklar, Gazne'ye çekilerek merkezî hükûmeti Alp Tegin ve yerine geçen oğlu Sebük Tegin'in teşkil edeceği bir topluluk olacaklardır. Gazneliler, özellikle Mahmûd döneminde Kuzey Hindistan'ın diğer bölgelerinde yapacakları siyasi faaliyetler için Hindistan'ı zenginlik kaynağı olarak görecekler ve on yedi sefer sonrasında Kuzey Hindistan'a hâkim olacaklardır. Bu süreç, aynı zamanda Hind kıtasında İslâm'ın da silinmez bir şekilde yerleşmesine sebep olacaktır. Kısa bir araya müteakip Gazneli mirasına konan Gurlular, Türk Memlûkleri eliyle Kuzey Hindistan'ı yeni baştan İslâm hâkimiyetine alırken aynı zamanda Moğolların yeryüzünü kasıp kavurduğu ve Türklerin de sığınacak yurt aradığı bir dönemde Kuzey Hindistan'daki Delhi Türk Sultanlığı'nın tesisine vasıta olacaklardır.
1206'da Kıpçak-Uluborlu kabilelerinden bir Türk boyu olan Kutbeddin Aybek'le başlayan bu süreç, 1414'te Tuğluk hâkimiyetinin sona ermesiyle 100 yıllık bir inkıtaya uğrayacak ve nihayet 1526'da Panipat Meydan Muharebesi'ni müteakip, Timurlardan Babür Şah eliyle bu bölgelerde Türk hâkimiyeti yeniden canlanarak 1857'ye kadar etkin hâle getirilecektir.
Ak Hunları müteakip 7. yüzyılın sonlarından itibaren, daha çok kuzeydeki dağlık kesime çekilmek zorunda kalan Türk zümreleri İslâm kaynaklarında da yer almaktadır. Bunlar Türk Şahiler, Kalaçlar, Karluk Kağanlığı vb. devletlerdir. Bunlar Gazneliler dönemine kadar varlıklarını koruyacaklar, Gazne'ye çekilerek merkezî hükûmeti Alp Tegin ve yerine geçen oğlu Sebük Tegin'in teşkil edeceği bir topluluk olacaklardır. Gazneliler, özellikle Mahmûd döneminde Kuzey Hindistan'ın diğer bölgelerinde yapacakları siyasi faaliyetler için Hindistan'ı zenginlik kaynağı olarak görecekler ve on yedi sefer sonrasında Kuzey Hindistan'a hâkim olacaklardır. Bu süreç, aynı zamanda Hind kıtasında İslâm'ın da silinmez bir şekilde yerleşmesine sebep olacaktır. Kısa bir araya müteakip Gazneli mirasına konan Gurlular, Türk Memlûkleri eliyle Kuzey Hindistan'ı yeni baştan İslâm hâkimiyetine alırken aynı zamanda Moğolların yeryüzünü kasıp kavurduğu ve Türklerin de sığınacak yurt aradığı bir dönemde Kuzey Hindistan'daki Delhi Türk Sultanlığı'nın tesisine vasıta olacaklardır.
1206'da Kıpçak-Uluborlu kabilelerinden bir Türk boyu olan Kutbeddin Aybek'le başlayan bu süreç, 1414'te Tuğluk hâkimiyetinin sona ermesiyle 100 yıllık bir inkıtaya uğrayacak ve nihayet 1526'da Panipat Meydan Muharebesi'ni müteakip, Timurlardan Babür Şah eliyle bu bölgelerde Türk hâkimiyeti yeniden canlanarak 1857'ye kadar etkin hâle getirilecektir.