#smrgKİTABEVİ Hitler'e Mektup: Armin T. Wegner'in Hikayesi -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Sena Ofset
Dizi Adı:
Anlatı
ISBN-10:
9786052100219
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Editör: Onur Koçyiğit
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199198087
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
408 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Çeviren:
Suna Kılıç
Resimleyen:
Aret Gıcır
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
198,80
Havale/EFT ile: 192,84
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199198087
584087
Hitler'e Mektup: Armin T. Wegner'in Hikayesi -
Hitler'e Mektup: Armin T. Wegner'in Hikayesi - #smrgKİTABEVİ
198.80
Armin T. Wegner bir yazar ve cesur bir insan hakları savunucusuydu, Ermeniler tarafından, halklarının yaşadığı dramı, soykırımı dünyaya duyuran insanlardan biri olduğu için “adil” olarak tanınmıştır. Armin, 1933'te Hitler'e yazdığı, antisemit yasaları suçlayan bir mektubundan ötürü 1967 yılında İsrail'de de “adil” olarak tanınmıştır.

Gabriele Nissim bu kitabında onun olağanüstü hayatını ele alıyor: Wegner, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusundaki hizmetinin ardından 1920'lerin ortalarında komünist olur, fakat Sovyetler Birliği'ne yaptığı bir seyahatten sonra ideolojik tutuculuk hoşuna gitmez. Politik faaliyetleri nedeniyle tutuklanır ve toplama kamplarında işkence görür. O günden sonra kendini, imkansız bir misyonu, Alman kültürünün en iyi parçasını temsil etme misyonunu yüklenmiş olarak hisseder.

Kimi kez çapraşık ve çelişkili düşünceleri olan, sözü dinlenmediğinde kendini çökmüş ve yararsız hissedecek kadar dünyanın merkezinde olduğunu sanarak sıklıkla kendine fazla değer biçmeye meyleden biriydi Wegner. Hitler'e yazdığı mektup, bu bağlamda diktatörlere karşı dünya tarihinin en büyük karşı çıkışlardan oldu.

Armin T. Wegner kimi kez çapraşık ve çelişkili düşünceleri olan, sözü dinlenmediğinde kendini çökmüş ve yararsız hissedecek kadar dünyanın merkezinde olduğunu sanarak sıklıkla kendine fazla değer biçmeye meyleden biriydi. Bir lider yaradılışına sahip değildi, fakat soykırım kelimesi henüz tüm dünyanın ortak sözlüğüne girmeden önce, bir soykırım karşısında öfkeye kapılabilen biriydi; Ermeni katliamına tanık olmuştu ve insanların kafalarında öteki insanları yok etmek fikri olduğunda bunu sezebileceğimiz uyarıcı işaretlerin daima varolduğunu herkesten önce anlamış biriydi. Bu yüzden de insanlığı kendi beğenilerine göre budayabilecekleri bir bahçe addedip bu bahçeyi işlemeyi tamamen normal gören bahçıvanlar, genellikle ikna edici ve çekici yüzlerle çalışmaya başladığında, o, her birimizin bunu anlama olanağına sahip olduğumuz kanısındaydı. Armin, Hitler'de bu tür bir bahçıvanı, tarihe geçmeye eğilimli o figürü görmüştü, çünkü düşmanı fiziksel ve kültürel olarak yok etmenin cazibesi herkesi baştan çıkarabilir.

Hitler'e Mektup, Wegner'in Ermeni ve Yahudi soykırımları karşısında sürdürdüğü mücadelenin sarp yollarına en yakın tanıklık.

Armin T. Wegner bir yazar ve cesur bir insan hakları savunucusuydu, Ermeniler tarafından, halklarının yaşadığı dramı, soykırımı dünyaya duyuran insanlardan biri olduğu için “adil” olarak tanınmıştır. Armin, 1933'te Hitler'e yazdığı, antisemit yasaları suçlayan bir mektubundan ötürü 1967 yılında İsrail'de de “adil” olarak tanınmıştır.

Gabriele Nissim bu kitabında onun olağanüstü hayatını ele alıyor: Wegner, Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusundaki hizmetinin ardından 1920'lerin ortalarında komünist olur, fakat Sovyetler Birliği'ne yaptığı bir seyahatten sonra ideolojik tutuculuk hoşuna gitmez. Politik faaliyetleri nedeniyle tutuklanır ve toplama kamplarında işkence görür. O günden sonra kendini, imkansız bir misyonu, Alman kültürünün en iyi parçasını temsil etme misyonunu yüklenmiş olarak hisseder.

Kimi kez çapraşık ve çelişkili düşünceleri olan, sözü dinlenmediğinde kendini çökmüş ve yararsız hissedecek kadar dünyanın merkezinde olduğunu sanarak sıklıkla kendine fazla değer biçmeye meyleden biriydi Wegner. Hitler'e yazdığı mektup, bu bağlamda diktatörlere karşı dünya tarihinin en büyük karşı çıkışlardan oldu.

Armin T. Wegner kimi kez çapraşık ve çelişkili düşünceleri olan, sözü dinlenmediğinde kendini çökmüş ve yararsız hissedecek kadar dünyanın merkezinde olduğunu sanarak sıklıkla kendine fazla değer biçmeye meyleden biriydi. Bir lider yaradılışına sahip değildi, fakat soykırım kelimesi henüz tüm dünyanın ortak sözlüğüne girmeden önce, bir soykırım karşısında öfkeye kapılabilen biriydi; Ermeni katliamına tanık olmuştu ve insanların kafalarında öteki insanları yok etmek fikri olduğunda bunu sezebileceğimiz uyarıcı işaretlerin daima varolduğunu herkesten önce anlamış biriydi. Bu yüzden de insanlığı kendi beğenilerine göre budayabilecekleri bir bahçe addedip bu bahçeyi işlemeyi tamamen normal gören bahçıvanlar, genellikle ikna edici ve çekici yüzlerle çalışmaya başladığında, o, her birimizin bunu anlama olanağına sahip olduğumuz kanısındaydı. Armin, Hitler'de bu tür bir bahçıvanı, tarihe geçmeye eğilimli o figürü görmüştü, çünkü düşmanı fiziksel ve kültürel olarak yok etmenin cazibesi herkesi baştan çıkarabilir.

Hitler'e Mektup, Wegner'in Ermeni ve Yahudi soykırımları karşısında sürdürdüğü mücadelenin sarp yollarına en yakın tanıklık.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat