#smrgKİTABEVİ Homo Esteticus - Demokrasi Çağında Beğeninin İcadı - 2024
Editör:
Ali Berktay
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786254297076
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
288
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Devrim Çetinkasap
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
148,20
Havale/EFT ile:
143,75
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199222230
608991
https://www.simurgkitabevi.com/homo-esteticus-demokrasi-caginda-begeninin-icadi-2024
Homo Esteticus - Demokrasi Çağında Beğeninin İcadı - 2024 #smrgKİTABEVİ
148.20
Luc Ferry Homo Esteticus'ta, modern felsefenin doğuşunu estetik tarihi çerçevesinde anlatıyor. Ferry'ye göre modern çağ, estetik alanda öznel beğeninin ortaya çıkması, siyasal alanda ise toplumsal sözleşme modellerinin ve akılcı siyaset felsefesinin doğuşuyla birlikte tanımlanır. 20. yüzyıl sanatçılarının özerklikten ziyade bireyselliği ön plana çıkardığı “postmodern uğrak” ise avangart akımları beraberinde getirir.
Aydınlanma ile birlikte, kaynağı ilahi otorite olan ve değişmez bir değerler düzenini yansıtan sanat ve dünya görüşüne ağır bir darbe indirildi. Otonomiye dayanan akılcı bir etik kurma girişimlerine sahne olan bu dönemde, estetik ve kişisel zevk öne çıktı. Hemen ardından, 20. yüzyılda bireyselliğin otonominin önüne geçtiği yeni bir hareket başladı. Evrensel bir aklın bağlarından sıyrılmanın gerekli olduğunun vurgulandığı bu akımın başını Nietzsche çekti.
Luc Ferry işte tam bu noktada postmodernizmin sivri uçlarına karşı çıkarak akli standartlar ve sanatsal özgürlük arasında bir denge kurulması gereğinin altını çiziyor.
Özellikle Kant ve Hegel estetiğini derinlikli ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alan Homo Esteticus, estetik alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
Aydınlanma ile birlikte, kaynağı ilahi otorite olan ve değişmez bir değerler düzenini yansıtan sanat ve dünya görüşüne ağır bir darbe indirildi. Otonomiye dayanan akılcı bir etik kurma girişimlerine sahne olan bu dönemde, estetik ve kişisel zevk öne çıktı. Hemen ardından, 20. yüzyılda bireyselliğin otonominin önüne geçtiği yeni bir hareket başladı. Evrensel bir aklın bağlarından sıyrılmanın gerekli olduğunun vurgulandığı bu akımın başını Nietzsche çekti.
Luc Ferry işte tam bu noktada postmodernizmin sivri uçlarına karşı çıkarak akli standartlar ve sanatsal özgürlük arasında bir denge kurulması gereğinin altını çiziyor.
Özellikle Kant ve Hegel estetiğini derinlikli ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alan Homo Esteticus, estetik alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
Luc Ferry Homo Esteticus'ta, modern felsefenin doğuşunu estetik tarihi çerçevesinde anlatıyor. Ferry'ye göre modern çağ, estetik alanda öznel beğeninin ortaya çıkması, siyasal alanda ise toplumsal sözleşme modellerinin ve akılcı siyaset felsefesinin doğuşuyla birlikte tanımlanır. 20. yüzyıl sanatçılarının özerklikten ziyade bireyselliği ön plana çıkardığı “postmodern uğrak” ise avangart akımları beraberinde getirir.
Aydınlanma ile birlikte, kaynağı ilahi otorite olan ve değişmez bir değerler düzenini yansıtan sanat ve dünya görüşüne ağır bir darbe indirildi. Otonomiye dayanan akılcı bir etik kurma girişimlerine sahne olan bu dönemde, estetik ve kişisel zevk öne çıktı. Hemen ardından, 20. yüzyılda bireyselliğin otonominin önüne geçtiği yeni bir hareket başladı. Evrensel bir aklın bağlarından sıyrılmanın gerekli olduğunun vurgulandığı bu akımın başını Nietzsche çekti.
Luc Ferry işte tam bu noktada postmodernizmin sivri uçlarına karşı çıkarak akli standartlar ve sanatsal özgürlük arasında bir denge kurulması gereğinin altını çiziyor.
Özellikle Kant ve Hegel estetiğini derinlikli ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alan Homo Esteticus, estetik alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
Aydınlanma ile birlikte, kaynağı ilahi otorite olan ve değişmez bir değerler düzenini yansıtan sanat ve dünya görüşüne ağır bir darbe indirildi. Otonomiye dayanan akılcı bir etik kurma girişimlerine sahne olan bu dönemde, estetik ve kişisel zevk öne çıktı. Hemen ardından, 20. yüzyılda bireyselliğin otonominin önüne geçtiği yeni bir hareket başladı. Evrensel bir aklın bağlarından sıyrılmanın gerekli olduğunun vurgulandığı bu akımın başını Nietzsche çekti.
Luc Ferry işte tam bu noktada postmodernizmin sivri uçlarına karşı çıkarak akli standartlar ve sanatsal özgürlük arasında bir denge kurulması gereğinin altını çiziyor.
Özellikle Kant ve Hegel estetiğini derinlikli ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alan Homo Esteticus, estetik alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.