Hrant'ın kızı Sera, Taksim'de arkadaşlarıyla dolaşıyormuş o gün... İçlerinden birinin telefonu çalmış. Açan kız, bembeyaz kesilmiş. Şöyle yazıyor Ayşe:
Sera arkadaşını bembeyaz bırakan haberin aslında kendi hayatını sonsuza dek değiştireceğini hissetti. İçgüdüsel olarak eli kendi telefonuna gitti. Babasını aradı. Telefon olağan çalıyordu. Derin bir nefes aldı. Az sonra babası, numarasını görüp onu arayacaktı. Ama arkadaşları onu bir taksiye bindirip Agos'a götürdüler. Tuhaf bir kalabalık vardı Halaskârgazi Caddesi'nde... Yerde birisi yatıyordu. Kalabalıktan geçip Agos'a girebilse, babasına yerde yatanın kim olduğunu soracaktı.
Soramadı!"
* * *
Oğlu Arat, aynı dakikalarda Fındıklı'ya okuluna gidiyormuş. Telefonu çalmış:
"Baban vuruldu" demiş birisi...
Taksiyle hemen Osmanbey'e dönmüş.
"Tanrım, ne olur yaşıyor olsun" diye dua etmiş yol boyu...
Taksiden inerken yeniden çalmış telefonu:
Sera, "Babam öldü" diye haykırıyormuş.
* * *
Arat babasına konuşuyor kitapta:
"İlkokul çağımdayken bile arkadaşlarımın ağızlarını doldura doldura babalarından bahsetmelerinden hoşlanmazdım. Oysa senin hakkında anlatacak sağlam hikayelerim vardı. İçimden 'Ulan benim babam var ya, benim babam' diye düşünür, ama ağzıma getirmez, sıramı savardım. Bir oğlun babasını anlatmaktan daha iyi şeyler yapması gerektiğine inandım hep... Biliyorum ki sen de, babasını anlatan bir oğul olmamdan fazlasını isterdin, benim için... Oğullar babalarını yenmedikçe bir dünya nasıl ilerler? Katillerin aldıkları bir şey de çocukların, babalarını yenme hakkıdır."
Babasının kameralar karşısında gözyaşlarına hâkim olamadığı günü anlatıyor sonra:
"Başkaları gibi 'Maçayı dik tutmak lazım' diye düşünmeden, 'İşte babam' dedim o gün:
'...işte babam... çırılçıplak insan..." Can Dündar
Kitapta yazısı bulunan yazarlar: Adalet Ağaoğlu
Ahmet Altan
Ahmet İnsel
Akın Birdal
Ali Bayramoğlu
Ali Nesin
Amberin Zaman
Ara Güler
Arat Dink
Aret Gıcır
Arif Damar
aydın Engin
Aya Çiringel
Ayşe Gül Altınay
Ayşe Önal
Banu Güven
Baskın oran
Behiç Ak
Betül Tanbay
Cahit Koytak
Can Dündar
Cem Özdemir
Cengiz Aktar
Cengiz Çandar
Deniz Gürsoy
Deniz Kavukçuoğlu
Elif Şafak
Enis Batur
Erdoğan Aydın
Ertuğrul Kürkçü
Etyen Mahçupyan
Fahri Özdemir
Fethiye Çetin
Fikret İlkiz
Füsun Akatlı
Gülten Kaya
Gündüz Vassaf
Hasan Cemal
Hikmet Çetinkaya
Isabella Kortian
Işıl Kasaboğlu
Ishak Alaton
Jean-Claude Kebabdjian
Jean Kehayan
Jerrome Bastion
Karin Karakaşlı
Ken Ando
Kenan Işık
Kürşat Bumin
Marc Semo
Mete Oral
Moris Fahri
Murathan Mungan
Musa Kart
Mustafa Karaalioğlu
Nihal Bengisu Karaca
Nilüfer Göle
Nuray Mert
Ohannes Şaşkal
Oral Çalışlar
Oşin Çilingir
Patricck Kechichian
Perihan Mağden
Piyale Madro
Ragıp Duran
Ragıp Zarakolu
Rakel Dink
Refik Durbaş
Serge Avedikian
Server Tanilli
Sevan Nişanyan
Sezen Aksu
Şafak Pavey
Tan Oral
Taner Akçam
Tayfun Mater
Turgut Tarhanlı
Tülin Bumin
Uğur Hüküm
Ufuk Uras
Ülkü Tamer
Vartkes Yeghiayan
Vedat Türkali
Yıldırım Türker
Zafer Üskül
Zeynep Altıok
Hrant'ın kızı Sera, Taksim'de arkadaşlarıyla dolaşıyormuş o gün... İçlerinden birinin telefonu çalmış. Açan kız, bembeyaz kesilmiş. Şöyle yazıyor Ayşe:
Sera arkadaşını bembeyaz bırakan haberin aslında kendi hayatını sonsuza dek değiştireceğini hissetti. İçgüdüsel olarak eli kendi telefonuna gitti. Babasını aradı. Telefon olağan çalıyordu. Derin bir nefes aldı. Az sonra babası, numarasını görüp onu arayacaktı. Ama arkadaşları onu bir taksiye bindirip Agos'a götürdüler. Tuhaf bir kalabalık vardı Halaskârgazi Caddesi'nde... Yerde birisi yatıyordu. Kalabalıktan geçip Agos'a girebilse, babasına yerde yatanın kim olduğunu soracaktı.
Soramadı!"
* * *
Oğlu Arat, aynı dakikalarda Fındıklı'ya okuluna gidiyormuş. Telefonu çalmış:
"Baban vuruldu" demiş birisi...
Taksiyle hemen Osmanbey'e dönmüş.
"Tanrım, ne olur yaşıyor olsun" diye dua etmiş yol boyu...
Taksiden inerken yeniden çalmış telefonu:
Sera, "Babam öldü" diye haykırıyormuş.
* * *
Arat babasına konuşuyor kitapta:
"İlkokul çağımdayken bile arkadaşlarımın ağızlarını doldura doldura babalarından bahsetmelerinden hoşlanmazdım. Oysa senin hakkında anlatacak sağlam hikayelerim vardı. İçimden 'Ulan benim babam var ya, benim babam' diye düşünür, ama ağzıma getirmez, sıramı savardım. Bir oğlun babasını anlatmaktan daha iyi şeyler yapması gerektiğine inandım hep... Biliyorum ki sen de, babasını anlatan bir oğul olmamdan fazlasını isterdin, benim için... Oğullar babalarını yenmedikçe bir dünya nasıl ilerler? Katillerin aldıkları bir şey de çocukların, babalarını yenme hakkıdır."
Babasının kameralar karşısında gözyaşlarına hâkim olamadığı günü anlatıyor sonra:
"Başkaları gibi 'Maçayı dik tutmak lazım' diye düşünmeden, 'İşte babam' dedim o gün:
'...işte babam... çırılçıplak insan..." Can Dündar
Kitapta yazısı bulunan yazarlar: Adalet Ağaoğlu
Ahmet Altan
Ahmet İnsel
Akın Birdal
Ali Bayramoğlu
Ali Nesin
Amberin Zaman
Ara Güler
Arat Dink
Aret Gıcır
Arif Damar
aydın Engin
Aya Çiringel
Ayşe Gül Altınay
Ayşe Önal
Banu Güven
Baskın oran
Behiç Ak
Betül Tanbay
Cahit Koytak
Can Dündar
Cem Özdemir
Cengiz Aktar
Cengiz Çandar
Deniz Gürsoy
Deniz Kavukçuoğlu
Elif Şafak
Enis Batur
Erdoğan Aydın
Ertuğrul Kürkçü
Etyen Mahçupyan
Fahri Özdemir
Fethiye Çetin
Fikret İlkiz
Füsun Akatlı
Gülten Kaya
Gündüz Vassaf
Hasan Cemal
Hikmet Çetinkaya
Isabella Kortian
Işıl Kasaboğlu
Ishak Alaton
Jean-Claude Kebabdjian
Jean Kehayan
Jerrome Bastion
Karin Karakaşlı
Ken Ando
Kenan Işık
Kürşat Bumin
Marc Semo
Mete Oral
Moris Fahri
Murathan Mungan
Musa Kart
Mustafa Karaalioğlu
Nihal Bengisu Karaca
Nilüfer Göle
Nuray Mert
Ohannes Şaşkal
Oral Çalışlar
Oşin Çilingir
Patricck Kechichian
Perihan Mağden
Piyale Madro
Ragıp Duran
Ragıp Zarakolu
Rakel Dink
Refik Durbaş
Serge Avedikian
Server Tanilli
Sevan Nişanyan
Sezen Aksu
Şafak Pavey
Tan Oral
Taner Akçam
Tayfun Mater
Turgut Tarhanlı
Tülin Bumin
Uğur Hüküm
Ufuk Uras
Ülkü Tamer
Vartkes Yeghiayan
Vedat Türkali
Yıldırım Türker
Zafer Üskül
Zeynep Altıok