Fenemolojiyi akademik bir mesele olmanın çok ötesinde gören Husserl, insan yaşamındaki kökeknlerinin anlamını kaybetmiş olmaları nedeniyle, kriz içerisinde olduklarına inandığı Batı bilimlerinin gelecekteki gelişimini fenemolojiye bağlı görür.Batı'lı insan, Rönesans'tan ve hatta felsefenin Antik Yunan'da doğuşundan beri, Husserl'in bilimsel diye nitelendiği bir kültürde yaşamaktadır. Söz konusu kültür, insanın gerek dünya içerisindeki yerini gerekse kendi kendisini mutlak olarak anlayabileceği umudu ve inancıyla, onun özgür, rasyonel ve teorileştirici aktivitelerinde konumlanmış bir kültürdür.
Fenemolojiyi akademik bir mesele olmanın çok ötesinde gören Husserl, insan yaşamındaki kökeknlerinin anlamını kaybetmiş olmaları nedeniyle, kriz içerisinde olduklarına inandığı Batı bilimlerinin gelecekteki gelişimini fenemolojiye bağlı görür.Batı'lı insan, Rönesans'tan ve hatta felsefenin Antik Yunan'da doğuşundan beri, Husserl'in bilimsel diye nitelendiği bir kültürde yaşamaktadır. Söz konusu kültür, insanın gerek dünya içerisindeki yerini gerekse kendi kendisini mutlak olarak anlayabileceği umudu ve inancıyla, onun özgür, rasyonel ve teorileştirici aktivitelerinde konumlanmış bir kültürdür.