“Ne var ki bu olaylar enderdir ve cinsel birleşmeyi kısıtlayan yasakların varlığı da bu durumu tam olarak açıklayamaz. Bunun gerçek nedeni daha çok yerlilerin yaratılışında aranmalıdır. Çiftlerin bu kadar istekle ve herkesin önünde giriştikleri ve çoğu zaman oldukça cüretli aşk oyunlarında hiçbir zaman bir ereksiyon başlangıcı görmedim. Sanki fiziksel olmaktan çok, oyun ve duygu düzleminde bir zevk arar gibiydiler. Nambikwaralar, Orta Brezilya'da yaşayan bütün topluluklarda görülen penis kılıfını kullanmaktan belki de bu nedenle vazgeçmiş olabilirler. Gerçekten de bu nesnenin işlevi ereksiyonu önlemek değilse bile, en azından onu taşıyan kimsenin cinsel bir yöneliş içinde bulunmadığını kanıtlamak olabilir. Bütünüyle çıplak yaşayan bu insanlar da bizim utanma dediğimiz şeyin yabancısı değildir; sadece sınırını biraz daha ileriye götürürler. Melanezya'nın kimi yörelerinde olduğu gibi Brezilya yerlilerinde de utanmanın sınırı, vücudun iki farklı örtünme derecesi arasında değil de, sükunet ile tahrik olma arasındadır.” (s. 299-300)
“Ne var ki bu olaylar enderdir ve cinsel birleşmeyi kısıtlayan yasakların varlığı da bu durumu tam olarak açıklayamaz. Bunun gerçek nedeni daha çok yerlilerin yaratılışında aranmalıdır. Çiftlerin bu kadar istekle ve herkesin önünde giriştikleri ve çoğu zaman oldukça cüretli aşk oyunlarında hiçbir zaman bir ereksiyon başlangıcı görmedim. Sanki fiziksel olmaktan çok, oyun ve duygu düzleminde bir zevk arar gibiydiler. Nambikwaralar, Orta Brezilya'da yaşayan bütün topluluklarda görülen penis kılıfını kullanmaktan belki de bu nedenle vazgeçmiş olabilirler. Gerçekten de bu nesnenin işlevi ereksiyonu önlemek değilse bile, en azından onu taşıyan kimsenin cinsel bir yöneliş içinde bulunmadığını kanıtlamak olabilir. Bütünüyle çıplak yaşayan bu insanlar da bizim utanma dediğimiz şeyin yabancısı değildir; sadece sınırını biraz daha ileriye götürürler. Melanezya'nın kimi yörelerinde olduğu gibi Brezilya yerlilerinde de utanmanın sınırı, vücudun iki farklı örtünme derecesi arasında değil de, sükunet ile tahrik olma arasındadır.” (s. 299-300)