Nesnel bir bakış açısı ile her iki ilişki türünde Müslümanların, gerek birliktelik ve dayanışma ve gerekse Batı dünyasına karşı konum belirleme açısından net bir çizgi oluşturamadıkları görülmektedir Ayrıca, bu ilişkiler ağında İslam dünyasının sürekli bir gerileme içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Bu gerileme, hem dış siyasette ve hem de dinler arası diyalog eylemlerinde kendini göstermektedir.
Bu noktada sert bir eleştiri yapmaktan uzak durmalıyız. Zira İslam dünyasının içerisinde bulunduğu sıkıntılar herkesin malumudur. Bu sıkıntılar birden fazla başlık altında bir araya getirilebilir: Örneğin diplomatik alandaki eksikliklerden, ekonomik yetersizliklerden ya da bilim ve eğitim noktasındaki geriliklerden bahsedilebilir. Ancak bunları sıralamaktan ziyade, sıkıntılı olduğumuz noktalara müdahalenin gerekliliği üzerinde durmak daha faydalı olacaktır.
Çağdaş ve "global" olarak nitelendirilen dünyada, bir başka deyişle gittikçe küçülen dünyada, İslam dünyasının gerek Hıristiyan ve gerekse Yahudi dünyası ile olan ilişkilerini değerlendirirken, temel kriterlerden birisini Hz. Muhammed döneminin oluşturması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Bu bağlamda o dönemin verilerinin güncelleştirilerek kullanılmasının bir zorunluluk olduğunu düşünmekteyiz. Zira iyi bir siyasetçi olma vasfıyla da mümeyyiz olan Hz. Muhammed'in uygulamış olduğu siyaset, günümüz sorunlarının çözümünde yön gösterici olacaktır. (Önsözden)
Nesnel bir bakış açısı ile her iki ilişki türünde Müslümanların, gerek birliktelik ve dayanışma ve gerekse Batı dünyasına karşı konum belirleme açısından net bir çizgi oluşturamadıkları görülmektedir Ayrıca, bu ilişkiler ağında İslam dünyasının sürekli bir gerileme içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Bu gerileme, hem dış siyasette ve hem de dinler arası diyalog eylemlerinde kendini göstermektedir.
Bu noktada sert bir eleştiri yapmaktan uzak durmalıyız. Zira İslam dünyasının içerisinde bulunduğu sıkıntılar herkesin malumudur. Bu sıkıntılar birden fazla başlık altında bir araya getirilebilir: Örneğin diplomatik alandaki eksikliklerden, ekonomik yetersizliklerden ya da bilim ve eğitim noktasındaki geriliklerden bahsedilebilir. Ancak bunları sıralamaktan ziyade, sıkıntılı olduğumuz noktalara müdahalenin gerekliliği üzerinde durmak daha faydalı olacaktır.
Çağdaş ve "global" olarak nitelendirilen dünyada, bir başka deyişle gittikçe küçülen dünyada, İslam dünyasının gerek Hıristiyan ve gerekse Yahudi dünyası ile olan ilişkilerini değerlendirirken, temel kriterlerden birisini Hz. Muhammed döneminin oluşturması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Bu bağlamda o dönemin verilerinin güncelleştirilerek kullanılmasının bir zorunluluk olduğunu düşünmekteyiz. Zira iyi bir siyasetçi olma vasfıyla da mümeyyiz olan Hz. Muhammed'in uygulamış olduğu siyaset, günümüz sorunlarının çözümünde yön gösterici olacaktır. (Önsözden)