Yabancıların Küçük Asya diye isimlendirdikleri, bizlerinse Anadolu adını verdiğimiz bu büyülü coğrafya tarihi boyunca ayaklanmalara, isyanlara ve savaşlara sahne olmuştur. Bizans döneminde yaşanan Nika Ayaklanması sırasında, bugün Sultanahmet Meydanı'nın bulunduğu yerde bulunan Hipodrom'da otuz binden fazla isyancı öldürülmüştü. Selçuklular döneminde Babailer İsyanı'yla başlayan Anadolu'daki ayaklanmalar ve isyanlar, Osmanlı'nın yıkılışına ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar devam etmiştir.
I. Dünya Savaşı sırasında çıkan Ermeni İsyanları sonucunda her iki taraftan da çok sayıda insan ölmüş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu toprakları kana bulanmıştır. İsyanlar sonucunda alınan Tehcir kararıyla Ermeni nüfus göç ettirilmiş ve bu göçler sırasında Ermeni kafileleri saldırılara uğramışlardı. Ermenilerin Tehcir kararından önce yaptıkları katliamların yarattığı öfke ve intikam duyguları, Kürt aşiretlerinin Ermenilere saldırmalarına yol açmış ve sonuçları günümüze kadar gelen bir dalga yaratmıştır.
1920 yılında o zamanki adıyla Sivas'da başlayan Koçgiri İsyanı o dönemin en önemli isyanlarından biridir. Kürt aşiretlerinin bağımsız bir Kürt devleti kurmak istemesi sonucunda isyan büyümüş ve sonunda Ankara Hükümeti tarafından çok sert bir şekilde bastırılmıştı. 1925 yılında başlayan Şeyh Said İsyanı bir çığ gibi büyümüş, işin içine din ve hilafet de girince tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yayılmıştı. İsyancıların bazı şehir ve kasabaları ele geçirmeleri ve Diyarbakır'a saldırı girişimleri üzerine hükümet sert tedbirler almış ve isyan bastırılarak Şeyh Said ve arkadaşları idam edilmişlerdi.
1984 yılında başlayan PKK eylemleri de Kürt isyanlarının bir devamı niteliğindedir. Yirmi üç yıldır süren eylemler 40.000'e yakın insanın ölümüne mâl olmuş, ülkeye yüz milyar dolardan fazla maddi bir yük getirmiş ve yüz binlerce insanın topraklarını terk ederek başka şehir ve ülkelere yerleşmesine yol açmıştır.
Elinizdeki bu kitap, Babailer İsyanı'ndan başlayarak Dersim İsyanı'na kadar geçen süreçteki çıkan isyan ve ayaklanmaları mümkün olduğunca tarafsız bir şekilde siz okurlara aktarma amacını gütmekte ve bu isyanların bizlere okul kitaplarında anlatılanlardan farklı niteliklere sahip olduklarını göstermeyi amaçlamaktadır.
Yabancıların Küçük Asya diye isimlendirdikleri, bizlerinse Anadolu adını verdiğimiz bu büyülü coğrafya tarihi boyunca ayaklanmalara, isyanlara ve savaşlara sahne olmuştur. Bizans döneminde yaşanan Nika Ayaklanması sırasında, bugün Sultanahmet Meydanı'nın bulunduğu yerde bulunan Hipodrom'da otuz binden fazla isyancı öldürülmüştü. Selçuklular döneminde Babailer İsyanı'yla başlayan Anadolu'daki ayaklanmalar ve isyanlar, Osmanlı'nın yıkılışına ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar devam etmiştir.
I. Dünya Savaşı sırasında çıkan Ermeni İsyanları sonucunda her iki taraftan da çok sayıda insan ölmüş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu toprakları kana bulanmıştır. İsyanlar sonucunda alınan Tehcir kararıyla Ermeni nüfus göç ettirilmiş ve bu göçler sırasında Ermeni kafileleri saldırılara uğramışlardı. Ermenilerin Tehcir kararından önce yaptıkları katliamların yarattığı öfke ve intikam duyguları, Kürt aşiretlerinin Ermenilere saldırmalarına yol açmış ve sonuçları günümüze kadar gelen bir dalga yaratmıştır.
1920 yılında o zamanki adıyla Sivas'da başlayan Koçgiri İsyanı o dönemin en önemli isyanlarından biridir. Kürt aşiretlerinin bağımsız bir Kürt devleti kurmak istemesi sonucunda isyan büyümüş ve sonunda Ankara Hükümeti tarafından çok sert bir şekilde bastırılmıştı. 1925 yılında başlayan Şeyh Said İsyanı bir çığ gibi büyümüş, işin içine din ve hilafet de girince tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yayılmıştı. İsyancıların bazı şehir ve kasabaları ele geçirmeleri ve Diyarbakır'a saldırı girişimleri üzerine hükümet sert tedbirler almış ve isyan bastırılarak Şeyh Said ve arkadaşları idam edilmişlerdi.
1984 yılında başlayan PKK eylemleri de Kürt isyanlarının bir devamı niteliğindedir. Yirmi üç yıldır süren eylemler 40.000'e yakın insanın ölümüne mâl olmuş, ülkeye yüz milyar dolardan fazla maddi bir yük getirmiş ve yüz binlerce insanın topraklarını terk ederek başka şehir ve ülkelere yerleşmesine yol açmıştır.
Elinizdeki bu kitap, Babailer İsyanı'ndan başlayarak Dersim İsyanı'na kadar geçen süreçteki çıkan isyan ve ayaklanmaları mümkün olduğunca tarafsız bir şekilde siz okurlara aktarma amacını gütmekte ve bu isyanların bizlere okul kitaplarında anlatılanlardan farklı niteliklere sahip olduklarını göstermeyi amaçlamaktadır.