Çalışmamızın ilk bölümünde ülkemizin en büyük problemlerinden biri olan deprem afetinin ne olduğu, ne sıklıkla gerçekleştiği ve ülkemizin bu afetten nasıl etkilendiği nesnel verilerle açıklanmıştır. Ayrıca doğal afetlerin yeri, yapılacak yardımların mevzuattaki temeli, görevli ve yetkili kuruluşlar ile yürürlükteki mevzuat ilk bölümde açıklanmıştır. Bu inceleme neticesinde meydana gelen doğal afetten zarara uğrayan kimselerin zarar tazminlerini hangi idareye yöneltecekleri anlaşılmıştır. İlk bölümde deprem ve afet yönetimi ile ilgili mevzuata değinilmiş, ilgili kurum ve kuruluşlara yer verilmiştir. Bu anlamda idarenin deprem konusunda yapısal ve fonksiyonel durumu açıklanmıştır.
Çalışmanın ikinci bölümünde devletin pozitif yükümlülüğü, depremle doğrudan bağlantılı olan yaşam ve mülkiyet hakkı kavramları ve yüksek mahkemelerin bu hakları ele alma biçimleri incelenmiştir. Daha sonra idarenin sorumluluğu kavramı kusur sorumluluğu özelinde incelenmiş, deprem doğal afetinden kaynaklanan zararların hangi kapsama sokulması gerektiği tartışılmıştır. Yargı mercileri kimi kararlarında depremi, idarenin sorumluluğunu kaldıran mücbir sebep olarak kabul etmektedirler. Bundan dolayı, mücbir sebep kavramı açıklanmış, ilgili kararlara yer verilmiştir. Danıştay ekseriyetle idarenin hizmet kusuruna değinmiş, idarenin deprem nedeniyle önceden alması gereken tedbirleri belirtip, idareyi bu tedbirleri almamakla kusurlu sorumlu kabul etmiştir. Ayrıca çalışmada yalnızca deprem nedeniyle idarenin sorumluluğu değil, benzer nitelikte örneğin heyelan ya da sel gibi doğal afetler nedeniyle de idarenin ne gibi sorumluluklarının doğabileceği belirtilmiştir.