#smrgSAHAF İdeal Cemiyet, İdeal Devlet, İdeal Hükümdar (Kınalı - Zade Ali'nin Medine -i Fazıla'sı) -

Stok Kodu:
1199051135
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
365 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199051135
437130
İdeal Cemiyet, İdeal Devlet, İdeal Hükümdar (Kınalı - Zade Ali'nin Medine -i Fazıla'sı) -
İdeal Cemiyet, İdeal Devlet, İdeal Hükümdar (Kınalı - Zade Ali'nin Medine -i Fazıla'sı) - #smrgSAHAF
0.00
XIII. asrın sonlarında bir uç beyliği olarak sahnesine çıkan Osmanlı devleti, yaklaşık yüz yıl içerisinde bir ayağı Anadolu'ya, diğeri Balkanlara basan büyük bir devlet hâine geldi. XV. asrın ortalarında İstanbul'un fethi ile cihanşümul bir imparatorluk hâline dönüştü. Bilâhare Afrika'ya ayak bastı; böylece üç kıt'anın buluşma noktasında altı yüz yıl yaşayacak büyük bir imparatorluk ortaya çıktı.

Kısa sürede hızlı bir gelişme kaydeden Osmanlı devleti, nasıl bir yönetim, devlet ve cemiyet anlayışı benimsemişti?.. Bu mesele, farklı ilim dallarına mensup pek çok ilim adamını meşgul etmiştir. Osmanlıların kurucu unsurunu Müslüman Türkler oluşturuyorlardı.

Dolayısıyla, onlar bir taraftan İslâm öncesi Türk devletlerinin, diğer taraftan İslâmî gelenek içerisini kurulmuş devletlerin siyâset, devlet ve cemiyet anlayışlarının mirasçıları oldular. Ancak, Osmanlılar başka kültür ve geleneklerden de faydalandılar; böylece kendilerine has merkeziyetçi bir yönetim anlayışı oluşturdular.

Bugün elimizde Osmanlı devlet, yönetim ve cemiyet anlayışının niteliğini ortaya koyan, ekseriyeti Osmanlı klâsik döneminde yazılmış pek çok eser bulunmaktadır. Bunlardan birisi de XVI. asır yazarlarından Kınalı-zade Ali Çelebi'nin Ahlâk-i Alâ'î'sidir. Elinizdeki eserde, Osmanlı devletinin siyâset, devlet ve cemiyet anlayışının Kınalı-zâde'nin düşünce dünyâsın. yansıdığı ve bunun târihî arka-plânı Ahlâk-ı Ala'î'ye dayanılarak incelenmeğe çalışılmaktadır. (Arka kapaktan)

XIII. asrın sonlarında bir uç beyliği olarak sahnesine çıkan Osmanlı devleti, yaklaşık yüz yıl içerisinde bir ayağı Anadolu'ya, diğeri Balkanlara basan büyük bir devlet hâine geldi. XV. asrın ortalarında İstanbul'un fethi ile cihanşümul bir imparatorluk hâline dönüştü. Bilâhare Afrika'ya ayak bastı; böylece üç kıt'anın buluşma noktasında altı yüz yıl yaşayacak büyük bir imparatorluk ortaya çıktı.

Kısa sürede hızlı bir gelişme kaydeden Osmanlı devleti, nasıl bir yönetim, devlet ve cemiyet anlayışı benimsemişti?.. Bu mesele, farklı ilim dallarına mensup pek çok ilim adamını meşgul etmiştir. Osmanlıların kurucu unsurunu Müslüman Türkler oluşturuyorlardı.

Dolayısıyla, onlar bir taraftan İslâm öncesi Türk devletlerinin, diğer taraftan İslâmî gelenek içerisini kurulmuş devletlerin siyâset, devlet ve cemiyet anlayışlarının mirasçıları oldular. Ancak, Osmanlılar başka kültür ve geleneklerden de faydalandılar; böylece kendilerine has merkeziyetçi bir yönetim anlayışı oluşturdular.

Bugün elimizde Osmanlı devlet, yönetim ve cemiyet anlayışının niteliğini ortaya koyan, ekseriyeti Osmanlı klâsik döneminde yazılmış pek çok eser bulunmaktadır. Bunlardan birisi de XVI. asır yazarlarından Kınalı-zade Ali Çelebi'nin Ahlâk-i Alâ'î'sidir. Elinizdeki eserde, Osmanlı devletinin siyâset, devlet ve cemiyet anlayışının Kınalı-zâde'nin düşünce dünyâsın. yansıdığı ve bunun târihî arka-plânı Ahlâk-ı Ala'î'ye dayanılarak incelenmeğe çalışılmaktadır. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat