#smrgKİTABEVİ İhtişamdan Savurganlığa ve Ardından Yoksulluğa . 16.-17. Yüzyıllarda Osmanlı İmparaorluğu'nda Saray Yönetim Liyakat Rüşvet ve Kayırmacılık - 2025
Üç kıtaya yayılmış, görkemini dünyaya yaymak istemiş, batılı gözlemcilerin övgüyle andıkları kadar olumsuz saydıkları nitelikler taşımış ve devleti içinden gözlemleyenler tarafından düzeninin mükemmeliyeti özlemle kaleme alınmış bir imparatorluktu Osmanlı. Ne var ki ihtişamının zirvesine yükselmiş Al-i Osman Hanedanı'nın ve İslam'ın bayraktarlığını yapmış bir devletin kaosa sürüklendiği, isyanlarla karşılaştığı, savaş ve saray için yapılanlar başta olmak üzere harcamaların ve savurganlıkların çok arttığı ve toplumun yaşam kavgası verdiği de bilinmektedir. Bu süreç, değer yargılarının altüst edildiği, bilimin kenara itildiği bir dönem de olmuştur aynı zamanda; köylünün çiftini bozduğu, pulluğundan tüfek namlusu yaptığı, medrese öğrencilerinin suhte olarak isyan ettikleri de...
Üstüne vurgu yapmadan geçilemeyecek hayati bir uyarıyla bitiyor bu kitapçık: Atatürk ve ülküdaşlarının -Osmanlı'dan kalan- ülkeyi emperyalist boyunduruğundan kurtararak yarattıkları Cumhuriyet rejiminin kazanımlarını yok sayan, birikimlerini kenara itmeye çalışanların tarih cehaleti üstüne vurgu yapıyor; daha doğrusu tarihi yörüngesinden saptırarak, sömürgecilerin kurgulamalarına kanarak, komşu bir ülkeye girerek dünya ölçeğinde nadir izleyebileceğimiz bir nüfus patlamasına, kargaşaya, güvensizliğe ve yoksulluk yaşanmasına neden olduklarını vurguluyor.
Üç kıtaya yayılmış, görkemini dünyaya yaymak istemiş, batılı gözlemcilerin övgüyle andıkları kadar olumsuz saydıkları nitelikler taşımış ve devleti içinden gözlemleyenler tarafından düzeninin mükemmeliyeti özlemle kaleme alınmış bir imparatorluktu Osmanlı. Ne var ki ihtişamının zirvesine yükselmiş Al-i Osman Hanedanı'nın ve İslam'ın bayraktarlığını yapmış bir devletin kaosa sürüklendiği, isyanlarla karşılaştığı, savaş ve saray için yapılanlar başta olmak üzere harcamaların ve savurganlıkların çok arttığı ve toplumun yaşam kavgası verdiği de bilinmektedir. Bu süreç, değer yargılarının altüst edildiği, bilimin kenara itildiği bir dönem de olmuştur aynı zamanda; köylünün çiftini bozduğu, pulluğundan tüfek namlusu yaptığı, medrese öğrencilerinin suhte olarak isyan ettikleri de...
Üstüne vurgu yapmadan geçilemeyecek hayati bir uyarıyla bitiyor bu kitapçık: Atatürk ve ülküdaşlarının -Osmanlı'dan kalan- ülkeyi emperyalist boyunduruğundan kurtararak yarattıkları Cumhuriyet rejiminin kazanımlarını yok sayan, birikimlerini kenara itmeye çalışanların tarih cehaleti üstüne vurgu yapıyor; daha doğrusu tarihi yörüngesinden saptırarak, sömürgecilerin kurgulamalarına kanarak, komşu bir ülkeye girerek dünya ölçeğinde nadir izleyebileceğimiz bir nüfus patlamasına, kargaşaya, güvensizliğe ve yoksulluk yaşanmasına neden olduklarını vurguluyor.