#smrgKİTABEVİ İki İnsan İki Anıt: Eduard Zuckmayer - Walter Strauss - 2004

Kondisyon:
Yeni
Yayın Yönetmeni:
Sığınak Ofset
Basıldığı Matbaa:
Sığınak Ofset
Dizi Adı:
Sanat Kitapları
ISBN-10:
9755534342
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199053405
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
403 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
385,00
Havale/EFT ile: 372,18
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199053405
439399
İki İnsan İki Anıt: Eduard Zuckmayer - Walter Strauss -        2004
İki İnsan İki Anıt: Eduard Zuckmayer - Walter Strauss - 2004 #smrgKİTABEVİ
385.00
Hanna'yı kaybedip yalnız başına yaşamaya başladığı günlerden birinde sabah kahvaltısından hemen sonra, alışkanlığın da etkisiyle terasa çıktı, şezlonga uzandı. Nasıl olduysa uykuya daldı. Gitme vakti geldiğinde çan, tıpkı Hanna'nın ona dokunduğu günlerdeki gibi çaldı ve Strauss'u uyandırdı. Hanna'nın yaptığını sandı, uyku mahmurluğu içinde ve hemen seslendi.

- Tamam Hanna, şimdi geliyorum.

Rüzgar terastaki çanı tam da Strauss'un kalkması gereken dakikada hareket ettirmişti.

... Sonra yeni binaya taşınıldı. Zuck yaşlanmıştı. Yeni bina bu yakarıyı tanımıyordu. Arada bir duyulsa da bu tınılar sağır duvarlara bir şey söylemiyordu. Ona yabancıydı. Onu hiç içine sindiremedi. Bu duvarlar, huzuru, bilgeliği ve barışı henüz tanımıyordu. Tanıyacak fırsatı da kaçırmıştı. Çünkü o 'gül bahçesi' bu binanın hiçbir duvarına dayanamıyordu artık. O bina, gel-gitle bir yükselip, bir alçalan koyu renk, (gücü kendinden gelmeyen) hırslı suların çevrelediği ve dövdüğü kayalık bir adaydı sanki. Dingin ve güzel bir atmosferde, kendisiyle barışık olağanüstü gayretin ve büyük bilginin değerini bilmesi olanaksızdı.

Hanna'yı kaybedip yalnız başına yaşamaya başladığı günlerden birinde sabah kahvaltısından hemen sonra, alışkanlığın da etkisiyle terasa çıktı, şezlonga uzandı. Nasıl olduysa uykuya daldı. Gitme vakti geldiğinde çan, tıpkı Hanna'nın ona dokunduğu günlerdeki gibi çaldı ve Strauss'u uyandırdı. Hanna'nın yaptığını sandı, uyku mahmurluğu içinde ve hemen seslendi.

- Tamam Hanna, şimdi geliyorum.

Rüzgar terastaki çanı tam da Strauss'un kalkması gereken dakikada hareket ettirmişti.

... Sonra yeni binaya taşınıldı. Zuck yaşlanmıştı. Yeni bina bu yakarıyı tanımıyordu. Arada bir duyulsa da bu tınılar sağır duvarlara bir şey söylemiyordu. Ona yabancıydı. Onu hiç içine sindiremedi. Bu duvarlar, huzuru, bilgeliği ve barışı henüz tanımıyordu. Tanıyacak fırsatı da kaçırmıştı. Çünkü o 'gül bahçesi' bu binanın hiçbir duvarına dayanamıyordu artık. O bina, gel-gitle bir yükselip, bir alçalan koyu renk, (gücü kendinden gelmeyen) hırslı suların çevrelediği ve dövdüğü kayalık bir adaydı sanki. Dingin ve güzel bir atmosferde, kendisiyle barışık olağanüstü gayretin ve büyük bilginin değerini bilmesi olanaksızdı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat