#smrgKİTABEVİ İkinci Adamın Manevi Dünyası -
Atatürk Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, “sosyal yaşamı” ilgilendiren bu konuları din dışına almış, kişilerin İnanç ve İbadet haklarına ise kesinlikle bir engelleme, yasaklama getirmemiştir.
Atatürk'ün bu konuda “ne ki akla uygundur o dine de uygundur” deyişi önemlidir. İslâm Dini'nin temelde “akli” uyduğunu anlatmak istemiştir.
Bu araştırmada, bir noktanın, çalışmanın temel özelliğini oluşturduğu görülecektir. Görüşme yaptığım ve bu konu ile ilgili pek çok kişinin de teyid ettiği üzere; laiklik olayına yalnızca din ve inanç çerçevesinde baktığımızda, laikliğin, Türkiye açısından anlamını ve önemini tam olarak verememekteyiz. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temelindeki tek ve en önemli ilke madem ki laiklik, o halde; tüm devrimlerin de temeli laiklik olmaktadır.
İsmet İnönü de dinsel inanç ve ibadet konusunda her tür bilgiye ve uygulamaya sahipti; ama her “laik” yurttaş gibi, bunu herkese göstermek amaçlı bir etkinlik içinde hiçbir zaman olmamıştı.
İşte tüm bu nedenlerle, kitabın içeriğine uygun tanımlamanın, “İkinci Adamın Manevi Dünyası” olduğunu düşündüm. Takdir okurlarındır.
Atatürk Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, “sosyal yaşamı” ilgilendiren bu konuları din dışına almış, kişilerin İnanç ve İbadet haklarına ise kesinlikle bir engelleme, yasaklama getirmemiştir.
Atatürk'ün bu konuda “ne ki akla uygundur o dine de uygundur” deyişi önemlidir. İslâm Dini'nin temelde “akli” uyduğunu anlatmak istemiştir.
Bu araştırmada, bir noktanın, çalışmanın temel özelliğini oluşturduğu görülecektir. Görüşme yaptığım ve bu konu ile ilgili pek çok kişinin de teyid ettiği üzere; laiklik olayına yalnızca din ve inanç çerçevesinde baktığımızda, laikliğin, Türkiye açısından anlamını ve önemini tam olarak verememekteyiz. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin temelindeki tek ve en önemli ilke madem ki laiklik, o halde; tüm devrimlerin de temeli laiklik olmaktadır.
İsmet İnönü de dinsel inanç ve ibadet konusunda her tür bilgiye ve uygulamaya sahipti; ama her “laik” yurttaş gibi, bunu herkese göstermek amaçlı bir etkinlik içinde hiçbir zaman olmamıştı.
İşte tüm bu nedenlerle, kitabın içeriğine uygun tanımlamanın, “İkinci Adamın Manevi Dünyası” olduğunu düşündüm. Takdir okurlarındır.