İkinci Yeni hareketi, 1950 sonrası Türk şiirinde, daha çok Garip şairlerinin koyduğu ve zamanın gittikçe yıprattığı yasaklara bir tepki olarak doğmuş ve kapılarını şiirden kovulan ögelere sonuna kadar açmıştır. İkinci Yeni'nin Cemal Süreya, İlhan Berk, Ece Ayhan, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç gibi Türk şiirinde belli bir yer edinmiş önemli temsilcileri olmuştur. Bu sanatçıların bir kısmı (İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar) harekete farklı bir sanat anlayışından geçerken; bir kısmı da (Ece Ayhan, Cemal Süreya, Sezai Karakoç) şiire bu anlayışla başlamışlardır.
Garipçilerin gündelik hayatı içinde anlattığı sokaktaki insan, İkinci Yeni şiirine karmaşık bir iç dünyası olan kentli birey alarak girmiştir. Bu yeni gerçekliğin anlatılması biçim ve öz yeniliği gibi, dilin yenileşmesini de gerektirmiştir.
İlk şiirlerini yayımladığı 1954'den bugüne kadar hareketin içinde ve önünde yer alan Ece Ayhan, gerek şiiriyle, gerekse yazılarıyla bu şiir hareketinin oluşmasında ve gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Çoğu eleştirmenlerce İkinci Yeni şiirinin en özgün şairlerinden biri olarak kabul edilir. Ülkemizde “kapalı şiir” ile “anlamsız şiir” kavramlarının birbirine karıştırılmasının zararını en çok gören ve değeri zamanla anlaşılan şairlerden olmuştur.
Ece Ayhan, kendisinden önceki şiirin birtakım verileri üzerine yeni bir şiir kurmaya çalışan İkinci Yeni şiirinin en özgün sanatçılarındandır. Onun şiiri; biçim, içerik ve dil bakımından zamanına göre birtakım aşırılıklar taşısa da, 1960 sonrası şiirimize geniş biçim açılımları sağlamıştır. Bugünkü şairlerimizin önünde, şiirimizin diğer bütün sanatçılarıyla birlikte, yararlanacakları bir deneyim olarak durmakta ve şiirimize bir zenginlik sağlamaktadır.