Feminist iktisatçılara göre, ana-akım iktisadi bilginin kavramsal temelleri toplumsal cinsiyet ayrımına dayanmakta ve eril nitelikleri dikkate almaktadırlar. Bunlara göre kadın deneyimleri iktisat bilimine yansımamaktadır. Hem eril, hem dişil pozitif niteliklerin içerileceği bir bilim uygulamasının daha kusursuz olacağını varsayarak; akıl, nesnellik ve evrensellik yanı sıra, duygu, öznellik, ve yerelliği de kapsayan uygun bilimsel yöntemlerin geliştirilmesini zorunlu görmektedirler.
Feminist iktisatçılar, çoklu insan davranışlarını anlayabilmek için, sadece bir ekonomik model değil; ana-akım iktisadın modelleştirmede dayandığı kıtlık, bencillik, rekabet gibi kavramları reddetmeyerek, zıtları olan bolluk, diğergamlık ve işbirliğini de içine alacak şekilde dinamik ve açık bir modelleştirme anlayışı önermektedir.
Feminist yaklaşımda, farklı bilme biçimlerinin insan bilgisine dahil edilmesi ve kantitatif yöntemlerin yanı sıra metaforik, hikayeli ve retorik anlatılara da önem verilmesi savunulmaktadır. Buna göre, öğrencilere dikte edilen 'iktisadı öğrenme' yerine 'iktisadı oluşturma' çabalarına yönelik bir iktisat eğitimi ortaya konmalıdır. (Önsözden)
Feminist iktisatçılara göre, ana-akım iktisadi bilginin kavramsal temelleri toplumsal cinsiyet ayrımına dayanmakta ve eril nitelikleri dikkate almaktadırlar. Bunlara göre kadın deneyimleri iktisat bilimine yansımamaktadır. Hem eril, hem dişil pozitif niteliklerin içerileceği bir bilim uygulamasının daha kusursuz olacağını varsayarak; akıl, nesnellik ve evrensellik yanı sıra, duygu, öznellik, ve yerelliği de kapsayan uygun bilimsel yöntemlerin geliştirilmesini zorunlu görmektedirler.
Feminist iktisatçılar, çoklu insan davranışlarını anlayabilmek için, sadece bir ekonomik model değil; ana-akım iktisadın modelleştirmede dayandığı kıtlık, bencillik, rekabet gibi kavramları reddetmeyerek, zıtları olan bolluk, diğergamlık ve işbirliğini de içine alacak şekilde dinamik ve açık bir modelleştirme anlayışı önermektedir.
Feminist yaklaşımda, farklı bilme biçimlerinin insan bilgisine dahil edilmesi ve kantitatif yöntemlerin yanı sıra metaforik, hikayeli ve retorik anlatılara da önem verilmesi savunulmaktadır. Buna göre, öğrencilere dikte edilen 'iktisadı öğrenme' yerine 'iktisadı oluşturma' çabalarına yönelik bir iktisat eğitimi ortaya konmalıdır. (Önsözden)