#smrgKİTABEVİ İncirlik Üssü: ABD'nin Üs Politikası ve Türkiye - 2012
Üslerin başlangıçta belli noktalardaki askerî kuvvetlere lojistik destek vermekten ve kuvvetlerin yeni bölgelere erişiminde yardımcı olmaktan başka bir rolleri olmadığı iddia ediliyordu. Sonraları aynı üslerin, özellikle anlaşmazlık hallerinde ve siyasi tansiyon yükseldiğinde ev sahibi hükümetlere yönelik baskı araçlarına dönüştüğü anlaşıldı. Amerikan üsleri siyasi tartışmaların merkezine taşındı, sol ve milliyetçi politikaların hedeflerine dönüştü. Vakti zamanında Demirel, “Türkiye'de üs yok, tesis var,” açıklamasını yaparken, tam da böylesi bir noktada konuşuyor, kendini savunmak zorunda kalıyordu.
İncirlik Üssü, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının, dış politika tartışmalarının kritik bir veçhesi olmuş ve açıkça ülkedeki Amerikan varlığıyla özdeşleşmiştir. Selin M. Bölme, İncirlik Üssü'nü anlatırken, değişen siyasi dönemleri, Türkiye tarihini ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD'nin inşa ettiği hegemonyayı irdeliyor. Titiz, sabırlı, mesafeli bir tutumla yanı başımızdaki Amerika'yı, Türk-Amerikan ilişkilerini tartışıyor. İddialı, iddiasının hakkını veren değerli bir çalışma.
Üslerin başlangıçta belli noktalardaki askerî kuvvetlere lojistik destek vermekten ve kuvvetlerin yeni bölgelere erişiminde yardımcı olmaktan başka bir rolleri olmadığı iddia ediliyordu. Sonraları aynı üslerin, özellikle anlaşmazlık hallerinde ve siyasi tansiyon yükseldiğinde ev sahibi hükümetlere yönelik baskı araçlarına dönüştüğü anlaşıldı. Amerikan üsleri siyasi tartışmaların merkezine taşındı, sol ve milliyetçi politikaların hedeflerine dönüştü. Vakti zamanında Demirel, “Türkiye'de üs yok, tesis var,” açıklamasını yaparken, tam da böylesi bir noktada konuşuyor, kendini savunmak zorunda kalıyordu.
İncirlik Üssü, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığının, dış politika tartışmalarının kritik bir veçhesi olmuş ve açıkça ülkedeki Amerikan varlığıyla özdeşleşmiştir. Selin M. Bölme, İncirlik Üssü'nü anlatırken, değişen siyasi dönemleri, Türkiye tarihini ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD'nin inşa ettiği hegemonyayı irdeliyor. Titiz, sabırlı, mesafeli bir tutumla yanı başımızdaki Amerika'yı, Türk-Amerikan ilişkilerini tartışıyor. İddialı, iddiasının hakkını veren değerli bir çalışma.