#smrgKİTABEVİ İndiragandi - 2018
Dazlak kafalı fakirler, direnişçi dervişler, Mevlevîler, Nakşîler, Melâmîler, Kalenderîler. Kızılderililer, Zenciler, bin kunduzlar, aç köpekler, Karakafalar, Şems-i Tebrizî talebeleri, arızalar, kalbi kırıklar, anarşistler, sınıfsızlar, yaralı ruhlar, hüsranın evlâtları...
İndiragandi, İstanbul'un geleceğindeki sosyo-kültürel yapıyı; din, adalet, özgürlük, eşitlik gibi temel insanî meseleleri edebiyatımızda benzeri olmayan bir üslûpla işleyen mistik bir distopya.
“İstiklâl Caddesi'nde ayrıcalıklı sarışınlar, plâtinler, beyaz tenliler tırım tırım dolanırken, dar sokakların başındaki robocoplar; kara kafalı, esmer, hırpanî ve doğuştan şüpheli olduklarına inanılan insanlara silâhlarını doğrultmuş, ellerini duvara dayatmış arama yapıyor, kimliklerini kontrol ediyorlar, uygun olmayanları geri çeviriyorlardı. Pasaportların, serbest geçiş belgelerini Hindi AŞ dağıtmaktaydı. Şirketin katılımcısı değilsen işin zordu. İstanbul'un her yerine öyle elini kolunu sallayarak giremiyordun. Hele bir de esmersen, karakafaysan, zaten ‘Kafadan' kaybetmişler sınıfındaydın.”
Dazlak kafalı fakirler, direnişçi dervişler, Mevlevîler, Nakşîler, Melâmîler, Kalenderîler. Kızılderililer, Zenciler, bin kunduzlar, aç köpekler, Karakafalar, Şems-i Tebrizî talebeleri, arızalar, kalbi kırıklar, anarşistler, sınıfsızlar, yaralı ruhlar, hüsranın evlâtları...
İndiragandi, İstanbul'un geleceğindeki sosyo-kültürel yapıyı; din, adalet, özgürlük, eşitlik gibi temel insanî meseleleri edebiyatımızda benzeri olmayan bir üslûpla işleyen mistik bir distopya.
“İstiklâl Caddesi'nde ayrıcalıklı sarışınlar, plâtinler, beyaz tenliler tırım tırım dolanırken, dar sokakların başındaki robocoplar; kara kafalı, esmer, hırpanî ve doğuştan şüpheli olduklarına inanılan insanlara silâhlarını doğrultmuş, ellerini duvara dayatmış arama yapıyor, kimliklerini kontrol ediyorlar, uygun olmayanları geri çeviriyorlardı. Pasaportların, serbest geçiş belgelerini Hindi AŞ dağıtmaktaydı. Şirketin katılımcısı değilsen işin zordu. İstanbul'un her yerine öyle elini kolunu sallayarak giremiyordun. Hele bir de esmersen, karakafaysan, zaten ‘Kafadan' kaybetmişler sınıfındaydın.”