Saroyan bu hikâyelerinde, bambaşka bir üslupla ortaya çıkıyor ve bilhassa lirik bir çeşni taşıyordu. Bu itibarla, üzerinde Gertrude Stein'ın büyük bir te'siri olduğu ve onun gibi isteyerek yapılan bir çocuk lisanı kullandığı görülüyordu. Bu, belki bir hikâyeci için asıl gaye değildi; hikâye hikâyeciden uydurma vak'alar beklemek lazımdı. Fakat William Saroyan'ın daima kendinden bahsediyormuş gibi bir dil kullanması onun hakkında "hiçbir şey uyduramaz. gördüklerini. yaşadıklarını yazar" kanaatini hasıl etmiştir.
Esasen Saroyan'ın kahramanlarından birçoğu ya kendisi, ya anası. babası, yahut da kardeşleri veya konuşup görüştüğü kimselerdir. Onun için, hikâye ve romanlarındaki kahramanlar insana gayet canlı görünür ve okuyucu, o sayfalar arasında hakikatın ta kendisile karşılaşmış gibi olur. (Sunuştan)
Saroyan bu hikâyelerinde, bambaşka bir üslupla ortaya çıkıyor ve bilhassa lirik bir çeşni taşıyordu. Bu itibarla, üzerinde Gertrude Stein'ın büyük bir te'siri olduğu ve onun gibi isteyerek yapılan bir çocuk lisanı kullandığı görülüyordu. Bu, belki bir hikâyeci için asıl gaye değildi; hikâye hikâyeciden uydurma vak'alar beklemek lazımdı. Fakat William Saroyan'ın daima kendinden bahsediyormuş gibi bir dil kullanması onun hakkında "hiçbir şey uyduramaz. gördüklerini. yaşadıklarını yazar" kanaatini hasıl etmiştir.
Esasen Saroyan'ın kahramanlarından birçoğu ya kendisi, ya anası. babası, yahut da kardeşleri veya konuşup görüştüğü kimselerdir. Onun için, hikâye ve romanlarındaki kahramanlar insana gayet canlı görünür ve okuyucu, o sayfalar arasında hakikatın ta kendisile karşılaşmış gibi olur. (Sunuştan)