#smrgKİTABEVİ İslam Orta Çağı'ndan Latin Orta Çağ'a Felsefi Gezintiler : İbn Rüşd Thomas Aquinas Siger de Brabant - 2021

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
1
ISBN-10:
9786258436013
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199221021
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199221021
607676
İslam Orta Çağı'ndan Latin Orta Çağ'a Felsefi Gezintiler : İbn Rüşd Thomas Aquinas Siger de Brabant -        2021
İslam Orta Çağı'ndan Latin Orta Çağ'a Felsefi Gezintiler : İbn Rüşd Thomas Aquinas Siger de Brabant - 2021 #smrgKİTABEVİ
0.00
Doğu'nun ve Batı'nın iki ayrı dünya, uzlaştırılması kolay olmayan iki farklı kültür olduğundan kuşku duymayanlar vardır. Örneğin Rudyard Kipling, bir şiirinde “Doğu Doğu'dur; Batı da Batı; gerçi dünyanın iki ucundan gelen, iki kuvvetli adamın yüzleşmesi mümkün olsa da; o ikisi hiçbir zaman birleşmeyecektir.” demektedir.

Kipling'in doğrusal bir okumaya dayanan bu sanısının ilk cümlesini Thomas'ın İbn Rüşd'le olan ilişkisindeki siyasî ve dinî kaygılarına; ikinci cümlesini ise, Kipling'in sanısının aksine doğuyla batı arasındaki ayrılığı kaldırmaya muktedir iki özne olarak İbn Rüşd'e ve Aziz Thomas'a hamletmek mümkündür. Zira Thomas'ın muarız belleyip kıyasıya eleştirdiği İbn Rüşd eleştirilerinin arkaplanı, Goethe'nin ulvî bir sezişle dile getirdiği “kendini ve ötekini bilen (ler için), Doğu'nun ve Batı'nın birbirinden asla ayrılmadığının itiraf edilmesi gereken bir bütün” olduğu tespitini haklı kılan bir zemine sahiptir.

Elinizdeki kitapta Doğu ile Batı'nın ilişkilendirilmesi her ne kadar yaygın kanaat özellikle İbn Rüşd-Thomas Aquinas kapışması üzerinden yüzeysel bir okumaya tabi tutulduğunda Kipling'i haklı çıkarır gibi görünse de meselelerin arkaplanı teşrih masasına yatırılınca Kipling'ten daha ziyade Göthe'nin yaklaşımının Orta Çağ'ın ruhunu anlamada daha tutarlı olduğu temellendirilmektedir.

Doğu'nun ve Batı'nın iki ayrı dünya, uzlaştırılması kolay olmayan iki farklı kültür olduğundan kuşku duymayanlar vardır. Örneğin Rudyard Kipling, bir şiirinde “Doğu Doğu'dur; Batı da Batı; gerçi dünyanın iki ucundan gelen, iki kuvvetli adamın yüzleşmesi mümkün olsa da; o ikisi hiçbir zaman birleşmeyecektir.” demektedir.

Kipling'in doğrusal bir okumaya dayanan bu sanısının ilk cümlesini Thomas'ın İbn Rüşd'le olan ilişkisindeki siyasî ve dinî kaygılarına; ikinci cümlesini ise, Kipling'in sanısının aksine doğuyla batı arasındaki ayrılığı kaldırmaya muktedir iki özne olarak İbn Rüşd'e ve Aziz Thomas'a hamletmek mümkündür. Zira Thomas'ın muarız belleyip kıyasıya eleştirdiği İbn Rüşd eleştirilerinin arkaplanı, Goethe'nin ulvî bir sezişle dile getirdiği “kendini ve ötekini bilen (ler için), Doğu'nun ve Batı'nın birbirinden asla ayrılmadığının itiraf edilmesi gereken bir bütün” olduğu tespitini haklı kılan bir zemine sahiptir.

Elinizdeki kitapta Doğu ile Batı'nın ilişkilendirilmesi her ne kadar yaygın kanaat özellikle İbn Rüşd-Thomas Aquinas kapışması üzerinden yüzeysel bir okumaya tabi tutulduğunda Kipling'i haklı çıkarır gibi görünse de meselelerin arkaplanı teşrih masasına yatırılınca Kipling'ten daha ziyade Göthe'nin yaklaşımının Orta Çağ'ın ruhunu anlamada daha tutarlı olduğu temellendirilmektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat