#smrgSAHAF İslam Sanatı: Dil ve Anlam - 2005
Burckhardt, İslam sanatını çok sayıda başka sanat tarihçisinin bizi inandırdığı gibi, kazara birbirine karışmış tarihsel eklentiler olarak değil, İslamî vahyin ilkeleri ve formunun bir türevi olarak takdim etmektedir.
Burckhardt, Mebde' ile ve formlar dünyasında Kabe ile işe başlar ve İslam sanatının temel özellikleri vasıtasıyla okuru bu sanatın âyin ve ibadetle, göçebe ve yerleşik halk arasındaki kutuplaşmayla, İslam sanat ve mimarisinin muazzam terkibiyle ve nihayet İslam sanatının farklı bütün yönlerinin Şeriat'ın emrettiği ve tasavvuftaki manevî ışığın varlığıyla aydınlanmış hayatın ritmine bağlı olarak doğal âhenkleri içinde görüldüğü yerler olan İslam şehri ile ilişkisine götürür.
Bu eserde o, bir ömür boyu süren iç ve dış tecrübeyi eşsiz bir eser üretmek için bir araya getirmektedir; öyle bir eser ki burada İslam sanatı nihayet gerçekte olduğu gibi, yani, İslamî vahyin ruhunun dünyevî billurlaşması olduğu kadar semavî hakikatlerin yeryüzündeki bir yansıması şeklinde ortaya konmaktadır. -Seyyid Hüseyin Nasr (Arka kapaktan)
Burckhardt, İslam sanatını çok sayıda başka sanat tarihçisinin bizi inandırdığı gibi, kazara birbirine karışmış tarihsel eklentiler olarak değil, İslamî vahyin ilkeleri ve formunun bir türevi olarak takdim etmektedir.
Burckhardt, Mebde' ile ve formlar dünyasında Kabe ile işe başlar ve İslam sanatının temel özellikleri vasıtasıyla okuru bu sanatın âyin ve ibadetle, göçebe ve yerleşik halk arasındaki kutuplaşmayla, İslam sanat ve mimarisinin muazzam terkibiyle ve nihayet İslam sanatının farklı bütün yönlerinin Şeriat'ın emrettiği ve tasavvuftaki manevî ışığın varlığıyla aydınlanmış hayatın ritmine bağlı olarak doğal âhenkleri içinde görüldüğü yerler olan İslam şehri ile ilişkisine götürür.
Bu eserde o, bir ömür boyu süren iç ve dış tecrübeyi eşsiz bir eser üretmek için bir araya getirmektedir; öyle bir eser ki burada İslam sanatı nihayet gerçekte olduğu gibi, yani, İslamî vahyin ruhunun dünyevî billurlaşması olduğu kadar semavî hakikatlerin yeryüzündeki bir yansıması şeklinde ortaya konmaktadır. -Seyyid Hüseyin Nasr (Arka kapaktan)