#smrgKİTABEVİ İslam'dan Batı'ya Düşüncenin Yol Alışı -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Yaylacık Matbaası
Dizi Adı:
Felsefe
ISBN-10:
9754378771
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199138795
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
128 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
73,70
Havale/EFT ile: 71,49
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199138795
524879
İslam'dan Batı'ya Düşüncenin Yol Alışı -
İslam'dan Batı'ya Düşüncenin Yol Alışı - #smrgKİTABEVİ
73.70
Avrupa kendine bir kimlik biçmiş, giderek bayılmış o kimliğe. Eski Yunanla modern Avrupa arasında bir süreklilik varmış. Bin yıl kadar uyuklamış Yunan bilgisi, sonra bir sıçrayıp Rönesans'a ulaşmış. Batı uygarlığının özelliği, akılmış. "Batı aklını" eski Yunan bulmuş, hıristiyanlık geliştirmiş. Yunan kültürünün apayrılığı, Batı'yı öteki uygarlıklardan üstün kılıyormuş. Eski çağdaki Yunanların ardından yalnızca Batılılar, aklı, düşüncenin ve dünya bilgisinin hizmetine vermiş.

Batı'yı başka kılan, rasyonalizme yatkın olmasıymış. Hem rasyonalizm, Batı'ya Yunan'dan miras yani onun hakkı imiş.

En hoşa giden düşünce, Doğu ile Batı arasında sızdırmaz bir duvar olduğu düşüncesi: Kültürler arasında uçurum var, deniyor. Son çözümde, beyinler arasında fark gözetiliyor.

Böyle bir fark gözetilince de, uygarlıklar çatıştırılır.

Ne var ki, arapça ve latince alanında yapılan araştırmalar derinleştikçe, felsefe ve bilimler tarihçileri anladılar ki, Yunan ve Arap çevre bilinmeden, ne "Rönesans" anlaşılabilir, ne de aklın evrimi. Orta çağ denilen yüzyılların Arap-İslam görünümü artık iyice ortaya çıktı. İki kültür öylesine ayrılmaz biçimde kaynaşmış ki yüzde yüz hıristiyan bir Batı hiç bir zaman olmamış.

Artık Avrupa'nın kültür yazgısı, apayrılığı tartışılıyor. Orta çağ "Batılı" değil, Arap-Latin bir Orta çağ. Arap-latin bilgisi de bir bütün.

Avrupa kendine bir kimlik biçmiş, giderek bayılmış o kimliğe. Eski Yunanla modern Avrupa arasında bir süreklilik varmış. Bin yıl kadar uyuklamış Yunan bilgisi, sonra bir sıçrayıp Rönesans'a ulaşmış. Batı uygarlığının özelliği, akılmış. "Batı aklını" eski Yunan bulmuş, hıristiyanlık geliştirmiş. Yunan kültürünün apayrılığı, Batı'yı öteki uygarlıklardan üstün kılıyormuş. Eski çağdaki Yunanların ardından yalnızca Batılılar, aklı, düşüncenin ve dünya bilgisinin hizmetine vermiş.

Batı'yı başka kılan, rasyonalizme yatkın olmasıymış. Hem rasyonalizm, Batı'ya Yunan'dan miras yani onun hakkı imiş.

En hoşa giden düşünce, Doğu ile Batı arasında sızdırmaz bir duvar olduğu düşüncesi: Kültürler arasında uçurum var, deniyor. Son çözümde, beyinler arasında fark gözetiliyor.

Böyle bir fark gözetilince de, uygarlıklar çatıştırılır.

Ne var ki, arapça ve latince alanında yapılan araştırmalar derinleştikçe, felsefe ve bilimler tarihçileri anladılar ki, Yunan ve Arap çevre bilinmeden, ne "Rönesans" anlaşılabilir, ne de aklın evrimi. Orta çağ denilen yüzyılların Arap-İslam görünümü artık iyice ortaya çıktı. İki kültür öylesine ayrılmaz biçimde kaynaşmış ki yüzde yüz hıristiyan bir Batı hiç bir zaman olmamış.

Artık Avrupa'nın kültür yazgısı, apayrılığı tartışılıyor. Orta çağ "Batılı" değil, Arap-Latin bir Orta çağ. Arap-latin bilgisi de bir bütün.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat